Kuniriden Afrine. değişen bir şey yok.... - 25/01/2018 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
"Bir gece ansızın gelebiliriz" sloganı ile gündemde olan ile Afrin harekatı Cumartesi sabahı başlatıldı, Cumhurbaşkanı, parti kongresinde, askerin sınır dışına müdahaleye giriştiğini açıkladı..
Terörist unsurlara karşı bir izleme, takip mi yapıldığı yoksa, Suriye sınırları içinde yıllardır var olan bir yapılanmanın ortadan kaldırılmasının mı amaçlandığı, net değil. Hedef geniş kapsamlı ve bir nevi açık uçlu. Bir husus gayet net, "sınır dışına asker gönderme", münhasır bir meclis kararına dayanmıyor. Anayasa gereği, yurt dışına asker sevki için, bu yönde izin talebini içeren Bakanlar Kurulu tezkeresinin( tüm bakanlarca imzalanması gerekli), TBMM Genel Kurulunda görüşülüp oylanması gerekmektedir. İlgili meclis kararı, yasama yürütme ilişkisinin öngördüğü bir zorunluluğa işaret eder. Anayasa, TSK İç Hizmet Kanunu, İç Hizmet Yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirilmesi gereken, yurt dışından sadır olacak tehdit ve tehlikelere karşı, vatan savunması amacı ile ve de caydırıcılık içeren bir askeri harekat söz konusudur. TBMM'nin işbu kararı, kanun ve iç tüzük mahiyeti taşımadığından, Anayasa Mahkemesi denetiminin dışındadır. Karar alınır ve de uygulanır. Anayasadaki düzenleme, bir istisna hükmü getirmiş ve, ".. taraf olunan milletlerarası andlaşmalar ve milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller.." hükmün değerlendirmesine dahil edilmiştir. Afrin harekatı, sınırlarımız dışında mevcut açık ve yakın bir tehlikeyi bertaraf etmek amacı ile yapılmıştır. Tartışmalı olan konu; harekatın, bir takip ve izleme gündemi ile sınırlı olmaması ve bir başka ülke sınırları içinde, egemen devletin içinde faaliyet gösteren yabancı terör örgütünün hedef alınmış olmasıdır. Arka planda önem arz eden ve hayati mahiyette olan husus ise üyesi olduğumuz Nato ittifakının bir başka üyesinin, bu terör örgütü ile organik ilişki, içinde bulunmasıdır. Türkiye, milletlerarası hukuk bakımından meşru sayılan bir savunma halinde olduğu için, uluslararası camia, operasyona ciddi bir itiraz getirememiş ve insan hakları temelli soyutlamalarda bulunmakla yetinmiştir.. Harekat gerekçelerinin hukuki meşruiyetine rağmen, siyasi meşruiyet de eş zamanlı olarak sağlanmak zorunluluğundadır. TBMM'nin Afrin ve bağlı sürece ilişkin, münhasır bir karar istihsal etmesi bu bakımdan önemlidir. Anayasa değişikliği sonucu uyum sürecinde, TBMM ısrarla , noter fonksiyonunda tutulmak istenmekte olup, olağanüstü hal de fırsat bilinerek, kararnameler meclis kararlarına tercih edilmektedir. Cumhurbaşkanı, son muhtarlar ağırlamasında, harekat hakkında , bilgilendirmede bulundu ve satvete gelen muhtarlar, asker yazılmak istediler , "neredeyse zor zapt edildiler.." TBMM üyeleri de, en az muhtarlar kadar, -onlar gibi seçilerek geldikleri için- Anayasa gereği olarak, bu haklı mücadelede , muhatap alınmak hakkına sahiptirler. Adnan Aydınlı |
|||||||||
|