Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanın'nın en hassas olduğu yere ağır bir darbe vurdu. Cumhurbaşkanı Fetö'nün siyasi ayağının başı olmakla itham etti. AKP sözcüleri cevap veriyorlar ama yeterli etkiyi yapmayabilir.
Kılıçdaroğlu, iddiasını mahkeme önünde de tekrarlayacağını ileri sürdü ve "meseleyi" bir yargı konusu yapmayı teklif etti.
Cumhurbaşkanı, 17/25 Aralık ve 7 Şubat cemaat hamlelerini müteakip, 15 Temmuz kalkışmasının ardından, cemaat denilen istihbari yapı ile, içerde ve dışarda, tarihi bir mücadeleye girmiş durumda..
OHAL Kararnamelerini de kullanarak, bu habis yapıyı toplumsal dokudan ve Devletten temizlemeye çalışıyor..
Cumhurbaşkanı, cemaatin hoş görüldüğü ve "şahsen " ölümüne mücadeleye giriştiği süreçler boyunca, bir çok engelle karşılaştı, ama bugün itibarıyla , Kılıçdaroğlunun gurupta ileri sürdüğü iddia sonucu, en ağır suçlamaya muhatap durumda..
Ne hükümet sözcüsünün ne parti sözcüsünün beyanları, bu muhataplık durumunu ortadan kaldıracak ağırlıkta değil.
Cumhurbaşkanı, kendisine yapıldığını düşündüğü bütün beyanlar hakkında yargı yolunu kullanıyor.
Kendisi ile ilgili hiçbir beyan, Kılıçdaroğlunun ithamı kadar şahsiyeti rencide edici mahiyette değil, çünkü, devlete isyan etmiş bir yapının siyasi ayağının başı olarak gösterilmenin, Ceza Hukuku düzeninde kaçınılmaz sonuçları da bulunuyor.
Sonuç olarak, itham yargı safhasına intikal ederse, siyasi hayatın parametrelerini etkileyecek bir yargılama süreci ile karşı karşıya kalınabilir. Ama, bu iddia dava konusu edilir mi? bilemem ancak bu durum sırat köprüsü gibidir kimin geçip geçemeyeceği veya nereye düşeceği belli olmaz.

Beyhan Canlı