Kalın, Kılıçdaroğlu'na "sakil"dedi... - 06/04/2018 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ünvanı ile sık sık tv'lerde arz-ı endam eden sayın Kalın, Kılıçdaroğlu'nun, Afrin sanatçı heyeti ile ilgili muhalefetini "sakil" bulmuş.
Cumhurbaşkanı sözcüsünün Ana Muhalefet Lideri ile siyasi polemik yaptığı bir durum söz konusu. Cumhurbaşkanı sözcüsü; aynı zamanda Genel Sekreter Yardımcısı kadrosunu işgal ediyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterlği teşkilat Kanunu genel gerekçesinde ; , çalışma esasları ve personel atama işlemlerini, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile düzenleneceği ilkesi belirlenmiş, Cumhurbaşkanı, Genel Sekreter Yardımcısı olarak görevlendirilen Kalın'a ayrıca sözcülük görevi de verdiği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanlığı icraatları konusunda, kamuoyunuu aydınlatmak ve bilgilendirmek, görev tanımı içinde, uygulamada daha fonksiyonel bir profil çiziyor, yabancı devlet yetkilileri ile görüşüyor, v.s. Yeni Anayasa değişikliği ile ilgili uyum yasaları tamamlanmadı, anlaşılıyor ki, Genel Sekreter Yardımcısı, Sözcü'nün "siyaset" yapma konusunda herhangi bir çekincesi yok. Ana Muhalefet Liderini muhatap alma cüretini gösterebiliyor, Chp'den biri çıkıp, "biz siyaset yapıyoruz, sen hangi sıfatla hariçten saz çalıyorsun, muhterem? " dese haksız mı olur...!! Türkiyede, iktidar politikalarına yakın herkesin , her türlü siyaseti yapma hakkı var, ama ,"muhalefet yapma" konusunda sorunlar arttıyor. İktidar, yedeğine aldığı Mhp ile birlikte kendi siyasi ajandasına uygun "politik değerler" tanımlıyor ve onlara "dokunulmazlık", muhalefet edilemezlik zırhı sağlıyor... Afrin üzerinden yaşanılan polemikler de bu zihniyetin ifadesi. Sınır ötesi bir askeri harekat ile ilgili uygulamalara farklı bir bakış, anında nerdeyse "vatan hainliği" ilşe yaftalanıyor, askeri başarının hazmedilemediği saçmalığına kadar, bir dizi itham ard arda sıralanıyor. Yakın geçmişte , TSK'ne yapılan hain kumpasa ıslıkla eşlik edenler, bugün, askerin bir numaralı hamisi gibi davranıyorlar. Külliyenin sanatçı kadrosunun ,askere moral gezisinde, klarnet eşliğinde türkü çağırmasını eleştirmek dahi, anında tu kaka ediliyor. Sanatçıların neden gittiği değil, işin vehametine uygun olmayan davranışları eleştiriliyor. "açık havada Hatay mutfağını taam etmenin"Suriye topraklarında kahpe tuzaklarla boğuşan askere, ne kadar moral verdiği de tartışmalı. Osmanlı Hanedanının sözcüsü gibi davranan bir değerli tarihçi de, Kılıçdaroğlu'na benzer eleştirilerde bulunmuş, daha da ileri gitmiş, CHP'nin "deşifre" olduğuna hükmetmiş. ABD'nin Başkanı, George Bush junior, Irak istilasında, 2003 yılında, Şükran Günü, gece ansızın, Bağdat hava alanına inmiş ve işgalci paralı askerlerine şahsen yemek servisi yapmış, moral vermişti. Aynı Bush, 2008 yılında da Afganistanda bulunan askerlerini, Bagram Hava Üssünde ziyaret etmiş, onlara hitap etmişti. Sonuç olarak, muhteremlerin gezisi, geçmişteki örneklere pek uymuyor, tantuni üstü künefe yiyip sınırın beri tarafından ( ..sıfır noktası diyorlar.. ne demekse!!..) türkü söylemeye, "evet ama yetmez", Mehmetçiğin yanında cepheden ses vermek daha doğru olur.. Lütfullah İnce |
|||||||||
|