Başbakan, 16 Nisan Anayasa referandumunun yıldönümünde, yaptığı konuşmada, "herşey Bahçeli ile başladı" mealinde konuşmuş..
Hikayeye göre, 15 yıllık mutlak iktidarlarında, akıllarına gelse bile Anayasal statüye dökemedikleri Başkanlık heveslerinin hayata geçmesi; Bahçelinin hamlesi sayesinde olmuş..
Bahçeli, parlamento temsili bakımından kantarda hafif siklet çekse de, ""pahada" ağır bir siyaset figürü.
Seçimleri erkene aldırıyor, Anayasal düzen ile ilgili, fiili durum endişelerini ortaya atarak, hukuki oldu bittiler yaratabiliyor.
İktidarın bile vazgeçtiği Anayasa değişikliği için, gaipten aldığı sinyaller ile, demokrasi tarlasını nadasa bırakmak için iktidar partisini referanduma koştu, muhalefetin bugün hala dillendirdiği iddiaya göre YSK'nın duhul etmesi ile d , muradına erdi..
Türkiye, bugün, üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, binlerce maddelik uyum yasaları çıkarılmamış, ( Bakanlar Kurulu bu konuda ağır bir görev ihmali içindedir) melez bir Anayasal çerçevede, Külliye patentli kararnameler ile idare ediliyor.. ..
Ana Muhalefet partisinin retorik seviyedeki itirazları, adliye kıskacında bir HDP temsili ve iktidarın dümen suyunda bir MHP'den müteşekkil parlamento, iyice puslanan dünya konjonktüründe, Türkiye gemisinin kaptan köprüsüne çıkmaya çalışıyorlar.
Halbuki, Kaptan köprüsü, uzun zamandır, Külliyeye nakledilmiş bulunuyor, denizcilik geleneğindeki, "efendi kaptan", bugünkü hali ile "reis kaptan", köprü üstünde kalabalık istemiyor, .
Yarın bir gün, bu yönetim tarzından, Türkiye için bir sıkıntı çıkarsa, Bahçeli, müteselsil kefaleti nedeniyle sorumlu tutulur, CHP, neden etkili muhalefet yolları bulamadın diye, sorguya muhatap olur, HDP'nin ise bütün çabası, , denize düşmemek/atılmamak için , küpeşteye asılı durumda yol almaya çalışıyor.Bu satırları yazdıktan sonra Bahçeli bombayı patlattı. Haydi rastgele........



Alpaslan Türksoyu