Torba Kanun ile " kazanılmış hak gasbı " !! - 26/07/2018 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Fetö soruşturmaları sürecinde görevleri ile geçici veya daimi ilişkileri kesilmiş kişilerin daha sonra aynı statüleerini yargısal karar veya komisyon kararı ile kazanmış olmaları halinde, eski görevlerine dönmelerinin önü , yeni torba yasa ile kesildi, "bazıları..!!" ancak ilgili kuruluşlarda araştırma merkezlerinde istihdam edilecekler..( kızakta bekletme, yıldırma..)
Bu kanun , "kazanılmış hak" kavramının özünü tahrip eder mahiyette olup, temel insan haklarına ve de Anayasaya aykırıdır.. "Kazanılmış hak", kavram olarak; yürürlükte bulunan hukuka göre bireyler lehine doğan hukuki durumu ve bireyselleşmiş hakları tanımlar.. Fetö soruşturma sürecinde, herhangi bir derecede görev/hak kaybına uğrayan kişiler bakımından,kazanılmış hakkın askıya alınması söz konusu olup, sürecin sonunda "suçsuzluk" kararına varılması halinde, kaybedilen/askıya alınan hukuki durumun ve hakkın tekrar tesisi zorunluluğu bulunmaktadır.. Hukuk düzenlerinde, kazanılmış bir hakkın kanun ya da idari işlemle ortadan kaldırılması mümkün değildir.. Anayasa Mahkemesi 2008 tarihli kararında, ; Anayasa m.2' de yer alan hukuk devleti ilkesinin temel gereklerinden birinin kazanılmış haklara saygı gösterilmesi olduğuna vurgu yapmaktadır.. Aynı kararda,; kazanılmış haklara saygı ,hukuk güvenliği ilkesinin bir sonucu olarak değerlendirilmektdir.. Hukuk güvenliği temel bir insan hakkı olup, bizim de imzacısı olduğumuz,hak temelli bütün uluslararası sözleşmeşerde yer almaktadır.. Anayasa Mahkemesine göre; kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan , tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel nitelik kazanmış olan bir haktır.. OHAL'i kaldıran yasada, , mahkeme ya da OHAL Komisyonu kararı ile göreve dönenlerin bazılarının eski görevlerine atanamayabileceklerine ve de araştırma merkezlerinde istihdam edileceklerine dair bir hüküm bulunuyor.. Bu madde ile, komisyon ya da mahkeme kararlarının güvenilir olmadığı ve son takdir hakkının idarede olduğu hususu ortaya çıkıyor ki, bu da yasal düzenlemeyi karakuşi bir hale getiriyor.. Mahkeme ya da ilgili Komisyon kararları üzerine şüphe düşürecek bir yasa düzenlemesi, Yasamanın hem fonksiyon hem de ilgili kişiler üzerinde , "müktesep hak gaspı" tasarrufunda bulunduğunu ortaya koyuyor.. Velev ki, kanun ile dahi olsa, kazanılmış hakların ortadan kaldırılması , hukuk güvenliğinin geçerli olduğu bir hukuk devletinde söz konusu olamaz...Yasa bu maddesi bakımdan, anayasal düzene açık bir aykırılık taşıyor.. Bahattin Kalın |
|||||||||
|