İzmir belediye Başkanı, parti üst yönetimi ile ihtilafa düşmüş ve tam da seçim arefesinde, partisinin(Chp) mutfağında projeleri olmadığını , kamuoyuna açıklamış..hayati bir seçim öncesi partisinin " proje kısırlığı" ile malül olduğunu ilan etmiş..
bunları söyleyen kişinin yıllardır İzmir belediye Başkanı olduğu düşünülürse, iddialarının tartışılmasını normal kabul etmek ve siyasi tahrip kabiliyetini yabana atmamak gerekiyor....
Türkiyede ortalama her dört seçmenden birinin oyunu -muntazaman- alan bir partiyi siyasetsizlikle itham etmek öncelikle , oy verenlerin seçme haklarını ve ferasetlerini de istiskal etmek anlamı taşır..
Cumhurbaşkanı ve iktidar yetkilileri bu işi 7/24 yapıyorlar, başkanın bu kervana katılmasını sıradan bir partili eleştirisi olarak okumak mümkün değil..
Öncelikle , zamanlanma nazik, sonrasında, cereyan tarzı ile, zımnen,parti üst yönetimini aday belirlemede bloke etme amacı da içerdiği anlaşılıyor...,..
Siyasette bu tavırlar, "politik narsizm" örneği olarak zaman zaman ortaya çıkabiliyor..
Ülkenin durumu, seçimlerin önemi v.d unsurlar göz ardı ediliyor ve bu örnekte olduğu gibi, bir "proje gurusu" !! edası ile veryansın ediliyor..
Başkanın, genel merkezi itham etmeden önce, evvel emirde , şu sorulara cevap vermesi gerekiyor.;

- İzmir belediye başkanı olarak , projelerininizi tamamladığınız için mi aday olmadığınızı açıkladınız,..
ve eğer öyle değilse;
senelerdir İzmiri yöneten biri olarak, ve de proje konusundaki müktesebatınız da nazara alınırsa!!, neden İzmiri ihya etme misyonundan sarf-ı nazar ettiniz..
Demokratik ve toplumcu Siyaset öncelikle tutarlılık gerektirir..
Kişisel saiklerin, ne yerel siyasette ne de genel siyasette bir kıymet-i harbiyesi yoktur..
(Siyasi hasımlara avantaj sağlamaktan başka..)





a

Ceyda Kazancı