İçişleri Bakanlığı bir duyuru yayınladı ve 155.000 pasaport üzerine konulan idari şerhlerin kaldırıldığını açıkladı..
Pasaportlar üzerindeki şerhlerin, şahsi bir nedenle değil, eşleri hakkındaki takibata dayanarak konulduğu anlaşılıyor..
Yani T.C Devleti 155.000( küsüratı da var..) vatandaşının pasaportlarına "takdiren ve tedbiren" şerh koymuş , kullanımını ve dolayısı ile temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüklerini engellemiş..
Şerh gerekçesine bakılınca; Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin Kararname yetkisi ile pasaport birimlerine bu kişilerin eşlerinin isimleri bildirilmiş ve pasaportlarına "eş durumundan şerh" konularak , kullanımlarının dondurulmuş olduğu gerçeği ortaya çıkıyor..
Bu defa, "muhtemelen seçimler yaklaştığı için " eş mağdurlarının" pasaportlarındaki iptal şerhleri kaldırılmış..
İçişleri Bakanlığının, yaptığı açıklamada,; olağanüstü hal uygulamasının bitimini müteakip, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan inceleme ve araştırmalar neticesi, işbu şerhlerin "yasal bir sakınca" bulunamadığı için kaldırılmasının uygun görüldüğü ileri sürülüyor...
İçişleri Bakanlığının bu pasaportlarla ilgili yaptığı tasarrufun kaba kronolojisi şöyle ;
Olağanüstü hal kapsamında soruşturulan kişilerin eşlerinin pasaportlarına tedbiren ve takdiren şerh düşülüyor ..
Olağanüstü halin kalkmasından sonra, yapılan incelemelerde, "eş" olmaktan başka bir kabahatleri tespit edilemiyor ve bugün itibariyle de , bu yüzbinler , pasaportlarına , "seyahat özgürlüklerine" kavuşuyor..
İçişleri Bakanlığının işbu tasarrufu öyle sıradan bir "koydum/kaldırdım" açıklaması ile geçiştirilecek kadar basit bir mahiyette değil.
Bu tasarrufa dayanak yapılan "ferman" gücündeki Kararname , bugün ortaya çıkan hukuksuzluğun ve yaşanmış hak kayıplarının ana nedeni..
Söz konusu "Kararname"; herhangi bir suçu soruştururken, takdire göre, soruşturulan kişinin ailesini de işin içine katma uygulamasının önünü açıyor..
Suç şüphesi varsa , herkes soruşturulur, ama , soruşturma dışı "şerh" müeyyidesi hukuki değildir..
Ceza Kanunu 2. maddesi suçta ve cezada kanunilik "evrensel" ilkesini benimsemiştir.
Kanunun açıkça saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.
Kanunda , sanık veya şüpheli yakınları hakkında güvenlik tedbiri adı altında herhangi bir müeyyidenin( seyahat özgürlüğünün iptali, müeyyide mahiyetindedir) uygulanacağına dair hüküm bulunmuyor..
Hülasa; bu kadar insanın, "yasal yönden bir sakınca "olmadığı halde, özgürlüklerinin engellenmesinin, ciddi hukuki sonuçları bulunmaktadır..







Deniz Alnıak