Gezi Parkı Olaylarında İdarenin Ağır Hizmet Kusuru Vardır.
Gezi parkı olaylarında onlarca kişi gözünü kaybetti, yaralananlar, ölenler oldu, güvenlik güçlerinin ve 31 mayıs sabaha karşı parkı basan, çadırları yakan resmi kimliği belirsiz( zabıta vd. ) görevlilerin haksız ve ağır tahriki sonucu başlayan olaylar toplumu huzursuz etti, esnaf zarar gördü, turizmde ciddi kayıplar olduğu ileri sürülüyor. dış ekonomik konjonktürdeki kırılganlığın etkisi de birleşince piyasa göstergelerinde endişe verici bozulmalar başladı. Belediye Başkanı, gecikmiş de olsa, bundan sonra," şehir ile ilgili hizmetlerde" halka danışma kararını açıkladı. Gezi parkını basan belediye görevlilerinin işlerine son verildiğini ve cezai takibat için başvurduklarını da ekleyerek, dolaylı olarak yapılan yanlışı ve şiddet içeren uygulamaları ikrar etmiş oldu. ( otobüslerin renginin erguvan rengi mi fıstık yeşili mi olması konusunu halka danışan Başkanın bu kadar önemli bir konuda halkı göz ardı etmesinin sonuçlarının farkına varması umut verici bir gelişme sayılır..) Güvenlik güçleri de devam eden olaylar esnasında orantısız güç kullanarak, göstericilerin, yaralanmalarına, organ kayıplarına ve ölümlerine neden oldular. Cumhurbaşkanı ve Başbakan yardımcısı da uygulamaların yanlışlığına işaret ettiler. Daha sonra jandarmadan yardım istenmesi ve askerin de gerekirse kullanılabileceğinin ileri sürülmesi ayrı bir yönetim zafiyetine işaret etmektedir. Asker mağduru olduklarını söyleyegelmiş siyasi erk mensuplarının zaman değişince, askeri halka karşı kullanmayı düşünmeleri dahi endişe vericidir. Taksim gezisinde bulunan parka sahip çıkmaya çalışmak masum bir harekettir, kaba komplo teorileri bu masumiyeti bozamaz, değil asker, Nato güçleri de devreye sokulsa durum değişmez. Toplumsal hareketler ne kadar saf olursa o kadar güçlü tepki verirler, Taksim gezi parkında direnenler, herhangi bir ekonomik rant kollamadıkları, siyasai bir angajmanları olmadığı için Türkiyeyi ayağa kaldırdılar,
Sonuç olarak, toplantı ve gösteri hakkını kullanan kişilerin bu hakkına orantısız bir şiddet ile müdahale edildi. Bu uygulama bakımından idarenin ağır bir hizmet kusuru ve diğer belediye görevlilerinin de suç teşkil eden davranışları söz konusudur. Kullanılma yöntemi bakımından, polis güçlerinin de zarar görmesi söz konusu olup ( ağır ve uzun müdahale şartları nedeniyle) ve de gereksiz bir itibar kaybı ortaya çıkmıştır. İdare'nin emir verme noktasındaki yetkilileri, masum bir gösteriyi yönetememişler ve ağır bir hizmet kusuru ile büyük zararaların doğmasına yol açmışlardır. Doğmuş olan zararların giderilmesi gerekmektedir. Uluderede hayatlarını kaybedenlerin geride kalanlarına tazminat ödenmesi uygulaması yapılmış, Reyhanlıda, sınır zaafiyetinden doğan saldırı sonucu zarara uğrayanların zararlarının telafi edileceği bizzat Başbakan tarafından açıklanmıştır.
Kişisel bakımdan zarar görmüş olanlar ile dolaylı olarak zarar gören işyerlerinin zararlarının telafisi yoluna gidilmesi gerekmekte olup, komplo teorileri ile bu yükümlülükten kaçınmak, hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. İnsani sorumluluk gereği, yüzbinlerce Suriyeli komşusunu bağrına basma alicenaplığını gösterenlerin, gezi parkı ile ilgili olarak da aynı sorumluluk içinde olmaları gerekmektedir..


Adaletli Yargıç