Sandığın namusu, Demokrasinin namusu ..!! - 09/05/2019 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Yüksek Seçim Kurulu 2017 Referandum sürecinden bu yana yapılan seçimlerde verdiği kararlarla, memleketin yarısından fazlası nezdinde , "sandığı" murdar etti..
En son, İstanbul seçimlerinde verdiği- sadece Başkan'ın mazbatasını iptal - kararı ile de, demokrasiyi murdar etmenin yolunu açtı.. Siyaset biliminin temel prensiplerinin başında geldiği gibi;, sandık güvenliği olmayan bir seçim sisteminde demokrasi de teminat altında değildir.. Seçim güvenliği, seçme/ seçilme hakkı ile demokratik bir düzen arasında, hiçbir şekilde şüpheye yer bırakmayan bir geçişkenlik vardır.. Bu ilişkiye bir şekilde çomak sokulursa, sistem demokrasiden başka bir yöne evrilir ve toplumsal düzen birinci derecede etkilenir. YSK, son kararlarında ciddi bir "içtihat çelişkisi" içine düşmüş görünüyor.. Anayasanın ilgili maddesi gereği, seçim güvenliğini ve dolayısı ile de demokratik düzeni koruma ve kollama sorumluluğunda olan YSK üyeleri, kendi meslek kuruluşlarından seçilmiş olmalarına rağmen , görev süreleri bakımından, külliye tarafından Anayasaya aykırı idari bir atanma tasarrufu sonucu , ne yazık ki, "zorunlu tarafsızlık" konumunun dışına düşmüş bulunuyorlar.., Kendi meslek kuruluşları tarafından, demokratik seçimleri gerçekleştirmek için seçilmiş yargı mensuplarının, görev sürelerine, idarece ( Cumhurbaşkanı) tarafından tamamen keyfi,indi ve siyasi sayılabilecek bir müdahale yapılması,bugünkü karmaşanın temel nedeni olarak görünüyor.... Bugün, çok ağır bir itibar kaybı içinde olan YSK'nun önünde , -tamamen kendi hataları ile-, - hukuku tahrip ettikleri-,için tekrar edilecek İstanbul seçiminde , tarafsız bir demokratik yarışın önünü açmak/-telafi etmek fırsatı var.. Chp ve İyi parti, İmamoğlu'nun mazbatasını iptal kararındaki gerekçesine dayanarak, İstanbul'un seçimini tamamen yenilenmesi için ,YSK'na müracaat etmiş bulunuyorlar.. Üç gün önce verdikleri kararın gerekçesi, İstanbul seçimlerinin tamamen yenilenmesi talebi ile, önlerine kondu.. Bu kararı verirken, hukuken kenara , köşeye kaçabilecekleri,saklanabilecekleri bir yer yok,.. Chp ve İyi parti talebinin reddi, YSK' tarafından ,en yeni kararının gerekçesini inkar manasına gelir ki, İmamoğlu kararı da hukuken askıda ve gerekçesiz kalır.. Tarafları ve konusu aynı bir hukuki meselede üç gün içinde içtihat değiştirmek, hukuken intihar anlamına gelir ve seçim hukuku boşlukta kalır.. Bu kadar ağır bir hak/hukuk gasbını milletin vicdanına yedirmeye de kimsenin gücü yetmez.. Hayati Bağrıyanık |
|||||||||
|