Yunanistan destekli darbeciler Kıbrıs adasına el koymaya kalkışınca, Türkiye, Kod adı Atilla Harekatı olan "Kıbrıs Barış Harekatı", ile adaya asker çıkardı, dünya kodamanlarının yeni paylaşım alanı olan, Doğu Akdeniz havzasında, Türk askerinin 1974 yılından bu yana bulunması, bu harekat sayesindedir..
Türk Silahlı Kuvvetleri zamanının kıt imkanları ile, nerdeyse yedi düvelin karşı çıkmasına rağmen,( Kaddafi'nin desteği hariç tutulursa) dünyanın en zor askeri harekatlarından biri olan Amfibik çıkartma harekatını başarmıştır..( amfibik harekat, denizden karaya olarak, yaklaşık güney sınırlarımızın 43 mil ötesinde gerçekleşmiş ve hava kuvvetlerince desteklenmiştir..)
20 Temmuz 1974 tarihli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 353 sayılı kararında; birinci harekatı, uluslararası güvenlik ve barış için tehlikeli ve olağanüstü infiale müsait bir ortam yarattığından bahisle endişe verici olarak nitelemiş olmasına rağmen , zamanın koalisyon hükümeti, -Ecevit-Erbakan- tınmamış ve ikinci harekatı devam ettirmişlerdi.
Zotr oyunu bozmuş ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, 29 Temmuz tarihli 573 sayılı kararı ile, birinci harekatı, uluslararası anlaşmalar( Londra-Zurich garantörlük antlaşmaları)çerçevesinde yasal ve meşru bir müdahale olarak kabul etmek zorunda kalmıştır.
Diğer garantör devlet olan İngiltetre'nin kıvırmasına rağmen, harekat karaında tesis edilen milli mutabakatın rolü önemlidir..,
Kıbrısa asker çıkartmak zorunda kalan Türkiye, harekatı, adaya barış getirmek olarak tanımlamış ve , yünan ve rum darbecilerinin uluslararası hukuktaki bariz haksızlığı karşısında , meşruiyetini, haklılığını , dahili ve harici bütün entrikalara rağmen, bugüne kadar , fiilen de olsa koruyabilmiştir..
Adada Türk askerinin varlığının önemi, mücavir alanları ile bölgenin son zamanlarda giderek ısınması karşısında iyice ortaya çıkmıştır..
Bugün, stratejik ortak muhabbeti ile sürekli "çak" yapılan abd de tıpkı, dönemin İngilteresi gibi çoklu oynamakta ve sınırlarımız dibine İsraile peşkeş çekmek üzere bir yapay garnizon özerk yönetimi kurmaya çalışmaktadır..
Trump nam, kuş yuvası formundaki saçları ile temayüz eden muhterem, Cumhurbaşkanına sürekli olarak iltifat etmekte, arka taraftan da, Fıratın doğusundaki, Türkiye'ye hasım mahfillere ordu donatacak ölçekte silah yığınağı yapmaktadır....
Cumhur ittifakının şedit üsluplu ortağı, Fıratın doğusuna ateş olup yağmaktan bahsetmekte ve ortağını teşvik etmektedir.. Önceleri, "terör koridoru" olarak planlanan askeri harekat söylentisi, giderek, "barış koridoru"'na çevrilmiştir.. ( Kıbrıs Barış Harekatından mülhem bir dönüşüm söz konusu ise olumlu bir gelişme sayılabilir),
Ancak, Trump'ın terör örgütü sözcüsü gibi davranan, Suriye temsilcileri ile yapılan görüşmeler bir türlü sonuçlanmamakta ve "tavsama" tehlikesi başgöstermektedir..
Ecevit, Londrada, harekattan önce, son çare olarak, garantör İngiltere Başbakanı ve de Abd Dışişleri Bakanı Kissinger'in yardımcıs Siscoi ile konuşmuş, Türkiye'nin tavrını anlatmış, görüşmeleri geyik muhabbetine çevirmemiş, uzatmamış ve "hazır" bekleyen asker, önce Kıbrısa çıkmış, sonra da, yine Cenevre'de ateşkes/barış müzakerelerde , karşı taraf ipe un serince, "Ayşe tatile çıksın" kodu ile , adada ilrlemeyen devam etmişti....
Cumhur İttifakı, barış koridoru'nun Türkiye'nin ali menfaatleri bakımından önemine inanıyorsa, muhalef ile mutabakatı tesis ederek "aydın havası"'na geçerek, gereğini yapmak durumunda, ülke hepimizin..



Büşra Tenekeci