Kadını öldürmek,"öz çocuğunu" öldürmek.. - 27/08/2019 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Kırıkkalede , öz çocuğunun yanında karısının boğazını kesen piskopat , Türkiye sosyolojisinin ne kadar bozulmakta olduğunun son ve en sarsıcı örneği olarak kayıtlara geçti..
Özellikle son yıllarda cinnet halinde tırmanan bu hastalıklı sosyal psikoloji gerçeği ile karşı karşıyayız.... Bu ülkede- en kolay işlenen suç olarak- "kadın öldürme" cüreti, giderek sıradanlaşıyor.. Mahallesindeki kızın, kadının namusundan kendini sorumlu tutan bir "erkek" kültüründen, kendi öz çocuğunun yanında , kendi kadınını ( veya eski kadınını) katleden bir pisikopatiye dönüşmenin nedenleri ile yüzleşmek zamanı geldi, geçiyor.. Düşman haline getirilen siyasal zihniyetler sonucu, cemaatleşme halinde bölünmüş bir toplumsal yapı, önüne gelene ayar veren bir iktidar dili , "asabiyeti" dozunu sürekli olarak arttırıyor.... Kişiye maddi, manevi zarar vermenin, "öldürme" fiilinden neredeyse bir tık aşağısındaki kriminal davranışları, "denetimli serbestlik" saçmalaığı altında hoş gören , ceza adaleti bakımından yalama olmuş bir Ceza Kanunu da sürekli olarak ortalığa saçılan cinnet vasatının üzerine tüy dikiyor.. En basit tartışmalardan cinayet sebepleri çıkarabilen bir toplumsal nevroz halinden acilen çıkacak tedbirleri almak zorunluluğu var.. Her yıl yüzlerce kadın katlediliyor, meydanı boş bulan hastalıklı ruhlar bir adım öteye geçmiş durumdalar, artık, sadece kadınları öldürmekle kalmıyorlar, öldürme eylemini öz çocuklarının yanında yaparak, öz çocuklarını da yaşayan bir ölü haline getiriyorlar.. Dünyaya meydan okuyan muktedirler, sade suya tirit iki laf edip geçiyorlar, potansiyel sapıkların elinden öldürülme riski olan kadınlar -sanki-, sıralarını bekliyorlar.. Kadınlarını, çocuklarını koruyamayan bir devlet, Şamda mırra içse ne olur, Fırat'ın doğusuna geçse ne olur.. !! Ceyda Kazancı |
|||||||||
|