Suudi vatandaşı Kaşıkçı, İstanbul Konsolosluğunda kayboldu/kaybedildi..!!
Rejim muhalifi bir gazeteci olduğu, Abd'de saygın bir gazetede yorumcu olarak çalıştığı biliniyor..
Geçen sene bugün, Türk vatandaşı nişanlısı ile gittiği Konsolosluk binasından bir daha çıkamadı, izine rastlanamadı, akibeti hakkında kesin olmayan muhtelif rivayetler var..
Kayboluşu ile ilgili seneryo'ya göre; Türk nişanlısı ile , Türkiyede evlenebilmek için, Suudi Arabistan resmi kayıtlarından kişisel sicil durumuna ilişkin evraklar almak üzere, daha önce aldığı randevu uyarınca , Konsolosluk binasına geliyor, Nişanlısı kapıda kendisini bekliyor, ayrıca da, rejimin tekinsiz karakteri ve kendisinin muhalif kimliği itibarıyla, içerde enterne edilmesi tehlikesine karşı, olası bir gayr-ı tabi gelişmede- cumhurbaşkanına yakın bir siyasetçiye haber verebilme imkanından da sahip olduğundan bahsediliyor.
Özetle, uluslararası nitelikte ve muhalif olarak bilinen bir gazeteci olarak, İstanbul'un göbeğinde , Konsolosluk binasına girişinden sonraki akibetinden alınmış kesin bir haber yok, fiziki varlığı ile de herhangi bir iz yok..
Kapıda bekleyen nişasnlısı, "bekleme süresi" uzamasına rağmen , Konsolosluk mesai saatlerinin sonuna kadar bekledikten sonra, durumun şüpheli bir hal alması üzerine, iktidar partisinin üst düzey bir yönetici tanıdıkları vasıtası ile Cumhurbaşkanlığı ofisine ulaşmaya çalışıyor. Kaşıkçı ve nişanlısı aynı zamanda Türk Arap Medya Derneği Başkanı gazeteci ile de yakın dost, Kaşıkçının, Konsolosluk randevusundan , onun da haberi olduğu biliniyor.
Nişanlısının beyanlarından, Kaşıkçı'nın konsolosluk binasındaki randevu ile ilgili olarak bir tedirginlik yaşadığı da anlaşılıyor.
Buraya kadar, normal gibi gözüken senaryo, arka plan bilgileri ile, Ouentin Tarantino'nun kanlı film seneryolarına parmak ısırtacak bir hal alıyor...
Suudi rejiminin etkili kişileri, rejim muhalifi Kaşıkçı'yı yok etme planı yapıyorlar, uygulama için, iki özel uçak dolusu profesyonel tetikçiyi İstanbula yolluyor, aralarında adli tıp uzmanı da olan katliam timi, İstanbula iniyor, elini kolunu sallaya, sallaya Konsolosluk binasına geliyor, Kaşıkçıyı bekliyor, iddiaya göre, ( nereden edinilmiş ise ses kayıtlarının varlığından söz ediliyor) Kaşıkçı içeri girince ,iğne ile bayıltıyorlar, önce kesip parçalara ayırıyor, sonra Konsolosluk rezidansına götürüyor ve bahçedeki kuyu içinde DNA'sı tespit edilemeyecek şekilde yakıyorlar,...
Operasyıon bittikten sonra da, yine ellerini kollarını sallayarak, geldikleri gibi, özel uçaklarla , -gümrük kontrollerinden geçip- memleketlerine dönüyorlar..
Bu tuhaf hikayede sorulması gereken asıl soru ortada duruyor..!!
Dünyanın hangi medeni devletinde, 15 katil, ülkenin en büyük şehrine alayı vala ile gelip , Konsolosluk binasında, rejim muhalifi bir uluslararası gazeteciyi kesip, parçalara ayırıp, eritip, ıslık çala çala geldikleri yere , sorgu sualsiz dönebilirler ve bundan kimsenin haberi olmaz..!!
Uluslararası soruşturma talep ediliyor, üzerinden bir yıl geçti, bir milim yol alınmadı, bir İngiliz gazeteci katliam ile ilgili edindiği bilgileri paylaşmış.. Kaşıkçının iktidara yakın arkadaşlarından hakiki bir sorgu, sual yok..
Eski Emniyet müdürü de olan merhum bir siyasetçi,, , devletin zaaf gösterdiği bir durum ile ilgili olarak, "nerde bu devlet" diye haykırmış ve bu sözler, televizyonda benzer konularda "fragman" halinde dillere pelesenk olmuştu..
Suud'lardan bu katliamın soruşturulmasını talep etmek, kümesten tavukları çalıp yiyen ve hazım uykusuna yatan tilkiden, " yediklerini geri getirmesini rica etmek" gibi...!!




Merve Denizci