Osman Kavala ve tüm sanıklar, suçlamaların tamamından beraat ettiler..
Kavala yıllardır tutuklu , bütün sanıklar birlikte -ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar ağır hapis ceza talebi ile- yargılandılar.
Sanıklar "darbe kalkışması", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve diğer bir sürü ağır cezalık akla zarar suçlamalardan yargılandılar ve hepsinden, beraat ettiler..
Bu dava kurgusunda, Ergenekon davalarında olduğu gibi oh çekip yürek soğutanlar, muhtemelen, an itibarı ile- hak yerini buldu , "yaşasın adalet" diyerek, "timsah gözyaşları" dökeceklerdir.
Gözden kaçırılmaması gereken , bu dava dosyasını hazırlayanların "hukuk " ferasetleri..
Bu suçlamalar, bu seviyede ceza talepleri ve külliyen beraat kararı, yargının bir kılıç üzerinde yürüdüğünü gösteriyor..
Müebbet talebi ve beraat kararının bu kadar birbiri ile iç içe geçmesi ve yargılama sürecindeki tuhaflıklar üzerinde düşünmeyi zorunlu kılıyor..
Bu karar , iktidara yakın kimilerinin dediği gibi, iyimser olmayı gerektiren bir karar mıdır, yoksa temel bir insan hakkı olan "hukuk güvenliği " bakımından, her yurttaşın teyakkuz haline geçmesini zorunlu kılan bir karar mıdır, tartışmalı..!!
Ağa ile marabasının iddialaşması sonucunda yenen herzenin üzerine, "biz bu pohu neden yedik" sorusu, burada da geçerli..
Bu yargılama ve "karar" Adalete ve toplumsal barışa ne kadar hizmet edecek.... bu kadar saçmalığa değdi mi, değer mi...!!! sorgulanması gerekiyor..!!

Derya Sevimli