Erdoğan doğum gününe denk düşen gurup toplantısında, -kader çizgisinde- simit, su ve kitabın ne kadar özel bir öneme sahip olduğunu anlatmış....
Yakın bir arkadaşının ailesine ait kitapçıdan satın aldığı kitabın taksitlerini ödemek için su ve simit sattığına değinmiş ve bugün dünya çapında boyutlarda olan Külliyedeki kütüphaneye olan tutkusunun kaynağını da- da bir bakıma , açıklamış....
Bahsettiği kitap, Ömer Nasuhi Bilmenin, Hukuk-ı İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu adlı .., Latin harflerinin kabulünden sonra, Türkiye'de İslam hukuku alanında yazılmış ilk ve en muhtevalı dev eser....
Eser, hazırlanma sürecinde, akademi dünyasında geniş yankı uyandırmış , yayınlanması için, Ebül'ula Mardin olumlu mütalaa vermiş ve hukuk aleminin ulemaları sayılabilecek, Sıddık Sami Onar, Hüseyin Nail Kubalı ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi hocaların da teşvikiyle İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından yayınlanmış..
Adı geçen hukukçular esere yazdıkları önsözlerde, , Müslümanların dini ve hukuki konularda ihtiyaç duydukları, İslam hukukunun çözümlerinin önemine değinmiş , eserin bu ihtiyacı karşılamanın yanında aynı zamanda Türk hukuk tarihi ve İslam hukukunun klasik doktrinini araştıracak hukukçular için de iyi bir kaynak olacağını belirtmişler..
Özetle, sayın Cumhurbaşkanı, başlangıç okumalarından olarak ilmi muhtevası yüksek bir külliyatı seçmiş ve bugünkü Külliye kütüphanesine giden kişisel yolunun ilk taşı olarak bu değerli eseri koymuş..
Eser, hem İslam uleması hem de laik düzen hukuk alimlerinin,- üzerinde mutabık kaldıkları -önemli bir referans olarak kabul ediliyor..
Sayın Cumhurbaşkanı, kendi kişisel gelişiminde yaşadığı sıkıntılı , zorlu süreçleri, muktedir hale geldikten sonra gündemine alarak kendi bakış açısından telafisi yoluna gidiyor ve pozitif bir rövanş iddiası ortaya koyuyor..
Sigortalıların hastanelerindeki geceden girdiği sıra bekleme yorgunluklarını, onların yerine beş yıldızlı otel konforundaki şehir hastaneleri ile, zor şartlarda edindiği bir külliyatı , herkesin çay, kahve, içip kek yiyerek bedelsiz faydalanabileceği devasa kütüphane yaparak- hatırlıyor..
Yaptığı işi ve misyonunu önemsiyor, dünya liderlerinin kullandığı uçak standartlarını zorluyor, Cumhuriyetin kurucusunun mirası üzerine tevazu üstü ölçekte bir külliye dikiyor..
Cumhurbaşkanı, İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminde, dönemin partilerinin en güçlü adayları ile katıldıkları yarışta- düşük bir oranla- aradan sıyrılarak seçimleri kazanmış ve uzun yürüyüşüne başlamıştı..
2002 Genel Seçimlerinde, siyasi yasaklı olmasına rağmen- adı seçim pusulalarına yazılmış ve yine sonrakilere kıyasla düşük bir oy oranı ile meclisin kahir ekseriyetini ele geçirmişti..
Her iki seçimde de , sıkça kullandığı metafor ile ," kaderin üzerinde bir kader mi, göklerden gelen bir karar mı vardır " , yoksa "yıldızın parladığı anlara" mı denk gelmiştir bilinmez,...
Ama bu kadar talihli başlamış bir yolculuğun, bugün İdlib'te mukim, hukuk-ı İslamiye bakımından ne kadar nasiplendiği tartışmalı unsurlar nedeniyle- patinaj yapması üzüntü verici..



Lütfü Değirmenci