İdlib gözlem noktalarının etrafında konuşlanan rejim askerlerinin geri çekilmesi konusunda, şubat sonuna kadar süre verildi..
Süre bitimine yakın 27 Şubat tarihinde askerlerimiz hava saldırısına uğradı ilk açıklamaya göre 34 şehit verdik..( şehit sayısı, daha sonra arttı..)
Yüksek yoğunluklu karşılıkla rejim güçlerine ağır kayıplar verdirildi..( Putin son zirvede , bu hususu doğruladı..)
Sınırlarımız içinde bulunan yabancı uyruklular , statü farkı gözetmeksizin batıya doğru göçe yönlendirildi..( resmi görevlilerin , sınırlara kadar transferlerine yardımcı olduklarına dair bilgiler dolaşımda..)..
İdlib'e askeri olarak duhul etmenin kısa dönem maliyeti , her gün gelen şehit haberleri ve batı sınırlarımızda yaşanan insanlık dramları oldu..
Ülkeyi yöneten dar kadro, savaş tamtamları ile zuhur eden ve artma potansiyeli taşıyan sorunlara çare aramak için, muhatap arayarak, önce dörtlü sonra üçlü zirve taleplerinde bulundu ve uzun temaslardan sonra Rusya ile ikili zirveye razı oldu..
İdlib hava saldırısında , askerlerimizi vuran rejim güçlerine Rus hava gücünün eskort yaptığı neredeyse kesinleşmiş iken, Putin'in karargahında, barış görüşmeleri yapmak kendi içinde bir tutarsızlık olmasına rağmen, bu husus , çatışmasızlık ortamının tesisi hatırına ihmal edilebilir ama, sürecin sorgulanmasını engellemez...
Neden şubat sonuna kadar kesin süre verildi,..
Madem kesin süre verildi neden gerekli askeri tedbirler alınmadı,..( bölgeye zeytin hasadına değil , toprak sahibi rejim güçlerine ders vermek için girilmişti..)
Kesin süre bitince, neden ateş kes talebi öne çıkarıldı ve neden askerimizi vuranlardan talep edildi..
Putin'in himayesinde izlenimi veren, görüşmelerin sonuçları yeterli midir, mesela, ana kara yollarında ortak devriye atmak ne gibi fayda sağlayacaktır, zeytin ağaçlarının gölgesinde yapılacak gezintiler/yürüyüşler barışa nasıl bir katkı sağlayacaktır,,( bölgede daha önce de ortak devriyeler atılmış ve "dostlar alışverişte görsün" manzarasından başka herhangi yararlı bir sonuç elde edilmemişti..)
Külliye yönetimi ve parti yetkilileri,( tam bir parti devleti görüntüsünde) Putin nam "ajan/çar" karışımı şahsiyetin karşısına ihtiram içinde dizilmişken, varılacak mutabakatın Türkiye yararına olduğunu nasıl ikna olmuşlardır...
Soruları çoğaltmak mümkün, en can alıcı soru olarak da, ;
Ensar geleneğinin takipçileri olarak, muhacirleri çoluk çocuk- kış ortasında -istemez devletlerin sınırlarına sürmek, hangi devlet aklının ferasetidir,- izahı mümkün olmayan bir vicdan yarası ve insanlık dramı olarak ortada …!!

Bahattin Yalın