Ezan-ı Muhammedi ve fırsattan istifade nasihatçı müezzinler - 21/04/2020 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Ezan, Arapçada "çağrı" demek, her gün beş vakit, müminler namaza çağrılıyorlar.
Salgın baş gösterince, her şey gibi, camiler de ibadetin düzeni de değişti.. Diyanet, Külliye içindeki bir camide - "mürailik" kokan - salgın düzenine "sözde" uygun , -binlerce yıllık cuma namazının kutsiyetini ağır biçimde zedeleyen cuma gösterisinden sonra,- cuma, namazlarının kılınmasını da belirsiz bir tarihe erteledi. Yeni uygulamada, müezzinler, vakit ve cuma namazları için ezan okuyorlar ve hemen sonrasında da , salgın tedbirlerine işaret ederek, cemaate tavsiyelerde bulunuyorlar.. Her gün, yirmi dört saat , medyada salgın konusunda yayınlar yapılırken, yatsı namazlarına doğru, borsa endeksleri gibi "vaka" sayıları açıklanırken, müezzinlerin minareleri "nasihat "kürsüsü olarak kullanmaları , ibadetin uhrevi manasına ne kadar uygun- tartışmalı.. Arapça , namaza çağrı yapıp, ardından da Türkçe olarak - herkesçe bilinen nasihatleri , -ezanın mana alemine- ortak etmek, ibadet kültürüne de aykırı bir durum.. Diyanet, kendini, fetva makamı olarak görüyor, ama böyle bir görevi yok,.. Siyasete kolaylık sağlayabilecek beyanlar ve de ibadet kültürünü ifsat edebilecek uygulamaların , Diyanet kaynaklı olması, meşruiyet ve uygunluk sağlamada, "sahihlik" sağlamaz.. Salgın ile mücadelede, ilgili ve yetkililer canla başla mücadele ediyor, "ezan-ı Muhammedi- dışında, müezzinlerden "nasihatçi" olarak yararlanmak üzerinde tekrar düşünmek gerekiyor... Özlem Genç |
|||||||||
|