Cumhur ittifakının küçük ortağı, siyaset sahnesinde "layüsel" bir dokunulmazlığa sahip ve bu esrarengiz imtiyazını pervasızca sergilemekte sakınca görmüyor..
Son grup toplantısında, Genel Başkanları tarafından "keskin" talimatlar vermeye devam ettiler..
AYM kendini feshetsin, Başkanı istifa etsin, Hdp kapatılsın, v.d..!!
İfade özgürlüğü veya kürsü dokunulmazlığı kapsamında mütalaa edilemeyecek bir tutum içindeler ve söylemler giderek sertleşiyor..
İfade özgürlüğü başka, iktidar ortağı olarak anayasal kurumları ve partileri alenen aşağılamak başka bir tutum...
Mazbatalı teröristler ifadesi toptancı, sadece vekiller dışlamıyor, onlara oy veren milyonlara da "ayrımcılık" yapıyor.
Sandıktan çıkan altı milyon oy sahibi seçmene, "seçme hakkını kullanmasını bilmiyorsunuz , teröristleri seçip gönderiyorsun" suçlaması, bu seçmen topluluğu için tipik bir "suç uydurma" söylemi..
Bu altı milyon seçmen, terörist muhabbetinden mi, yoksa dolma akılla mı oy kullanıyor ya da , tehditten korktuğu için mi "terörist" seçiyor, seçmene bu kadar kitlesel ölçüde haksızlık, hakaret , üstten bakma , demokratik düzenlerde yakışıksız bir tavır sayılmaz mı?!!
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına baskı yapmak, Adliyeye karşı suç teşkil edecek fiiller arasında değil mi?!!....
Anayasa mahkemesi; Anayasal bir kurum, üyeliğin başlangıcı ve sonuçlanması anayasal hüküm halinde düzenlenmiş, Anayasa'da Yüksek mahkeme olarak kabul ediliyor ..
AYM Başkanı, üyeler arasından seçilmiş, görev süresi dolunca ayrılacak, Yargıtay by pass edilerek atanan üye kadar değeri yok mu, bu partinin ocak başkanı mıdır ki, meclis kürsüsünden aleni olarak görevinden azledilsin..!!!
Üslup ölçüsüzlüğü toplumsal barışı tehlikeye sokar. Bu partinin değerli yöneticileri, kendi mefkure misyonları ve vakarı içinde olmak sorumluluğundadır.



Faruk Kalın