Akşener, bir kadın siyasetçi olarak, Türk siyaset hayatında bugününe kadar görülmemiş - en maço retoriğe muhatap oluyor..
İçinden koparıldığı partinin söz yazıcıları, fetö muhipliğinden , kadınlık haysiyetine kadar geniş bir cephede, manalı cümleler kuruyor ve tahkir ediyorlar..
Son Grup toplantısında , hiç bir ithamı/tahkiri görmezden gelmedi ve savunma yapmaya tenezzül etmeden cepheden saldırarak muhatapları ile yüzleşti..
Partisinin erkek temsilcilerini , " şahsıma yapılan utanç verici erigen saldırıları sizi utandırmasın" mealinde konuşarak , kendi duruşuna katılmaya davet etti..
Hiçbir himayeye tenezzül etmeden ," hakkımı imanım gibi korur ve dibine kadar hesap sorarım" andını, yüksek perdeden ve büyük bir özgüvenle seslendirdi..
Akşener, dünün siyasetçisi değil, İçişleri Bakanlığı sürecinde, görev yerini terk etmeyen bürokratın yerine, kendi atadığı Genel müdürü , gece yarısı kapı kırarak oturtmuş birisi..
Partisinden dışlandığı son dönemde, polis barikatlarına yapışıp, yerini fiziki darplara rağmen terk etmemesi ve direniş görüntüleri - hafızalarda. taze duruyor...
Sonuçta , "Asena " geleneğinden geliyor, , eğitimi var, tecrübesi var cesareti var, belki de daha önemlisi torun sahibi..
Kurtlar sofrasını da biliyor, "kurtlukta düşeni yemek kanundur" hükmünden de haberi var..
Yola çıkarken, bu hesapları yapmış görünüyor, "demirden korksam trene binmem" der gibi..
Siyaseti beğenilir, beğenilmez, eksik, ziyade, her neyse, her siyasetçi sonunda sandıkta kantara çekilir..
Ama görünen o ki, er meydanına çıkmış özgüveni yüksek bir Türk kadınına her bel altı vuruş, onu yüceltecek gibi görünüyor..

Derya Demirci