Makyajı akmış sıkı yönetim. - 14/07/2021 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Cumhur ittifakı, son zamanlarda hep yaptığı gibi, torba yasa kümesi içine, olağanüstü hal/ sıkıyönetim karışımı tedbirler içeren kanun maddelerini sıkıştırdı..
İzhar edilen amaç, -ağırlıklı olarak cemaat denilen yapıyla, bir türlü bitmeyen mücadeleye, yasal mühimmat sağlamak.. 15 temmuz kalkışmasından hemen sonra 20 Temmuz'da 3 ay süreli ilan edilen olağanüstü hal rejimin bugüne kadar gelen bazı uygulamalarının 3 yıl süre ile uzatılması amaçlanıyor.. Gerekçesi tabii ki, cumhur ittifakının kendi kerametinde mündemiç.. Yaklaşık beş yıldır olağanüstü rejim şartlarında neticelendirilemeyen mücadele için, temel hakları zorlayacak konularda, üç yıl daha ek süre talep ediliyor.. TMSF'nin şirketlere istediği gibi yönetim baskısı uygulanması, göz altı süresinin keyfi uzatmaların konusu yapılması, kamudan , "iltisak" komedisi altında meşrebe göre tasfiyelerin sürdürülmesi şüphesi , geçmiş uygulamalara bakılınca, ayan beyan ortada.. 20 Temmuz'da düğmeyi yanlış iliklediler. Olağanüstü Hal Kanunu amacı; tehlikeli salgın hastalıklar, ağır ekonomik bunalım, yaygın şiddet hareketleri nedeni ile kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması olarak düzenlenmiş bulunuyor.. Olağanüstü hal gerektiren diğer nedenler bir yana ,- kalkışma kısa sürede milletin kendini ateşin önüne atması ile - kısa sürede sonuçlandırıldı ve bırakın yaygın hale gelmeyi, kamu düzenini etkileyecek şiddet hareketleri söz konusu olmadı.. Olağanüstü Hal kanununun ilan edilmesinin, kanunun amacı ile uyumlu olmadığı açık.... Anayasa m. 122 ile düzenlenen Sıkıyönetim Kanununda bulunan, "ayaklanma", olağanüstü hal rejiminden daha ehven bir gerekçe sunmakla birlikte, tercih edilmedi ve sıkıyönetim rejimi 2017 yılında yapılan şaibeli anayasa değişikliği referandumu sonucu anayasadan çıkarıldı ve ilgili kanun 2018 yılında yürürlükten kaldırıldı.. Tek kişilik yürütme rejiminde, , Cumhurbaşkanlığı 700 sayılı KHK 84. maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı tek başına, re'sen olağanüstü hal rejimi ile ilgili kararname çıkarabilir, aynı gün resmi gazetede yayınlanır ve yine aynı gün TBMM onayına sunulur. Mevcut çoğunluk kompozisyonu ile, TBMM'nin Cumhurbaşkanlığının kararname tasarruflarının bir onay mercii gibi çalıştığı biliniyor. Hal böyle olmasına rağmen, bir kısım olağanüstü hal uygulamalarının ek süreleri hakkında torba yasaya müracaat, rejimin, kararname ve torba yasa arasında sıkıştığının bir işaret sayılabilir.. Sonuç olarak, yetersiz olduğunun itirafı sayılabilecek olağanüstü hal sürecinin -sadece üç uygulamasının- üç yıllık ek süre talebi ile torbaya sokulması, "sıkıyönetim"in makyajı akmış hali gibi duruyor.. Alp Hancı |
|||||||||
|