Türkiye'nin akciğerleri çatır çatır yanıyor, ne yazık ki; "rüzgar dinsin yangın sönsün" dileğinden öte bir çare ortada yok.
Bakanlar bermutat *Paşabahçe vitrinine dizilmiş nadide cam ürünleri gibi yan yana arz-ı endam ediyorlar..
Sayın Cumhurbaşkanı, yine bermutat "Cuma namazı" çıkışı, "olumlu istikamette adımlar"dan bahsedip ahaliye moral veriyor..
Tabii ki, devlet ana, vatandaşının bu felaketten nasibine düşen zararı karşılama kudretine sahip, ama üzücü olan, istim hep felaketlerden sonra geliyor...
Türkiye, daha kuzeydoğusundaki sellerin nemi, rutubeti kurumadan , güneyindeki alev topuna dönmüş yangınların tesiri altında..
Her sene tekrar eden bu kronik dertlere derman olacak önleyici tedbirler konusunda, ortaya karışık laf salatasından başka bir şey yapılmıyor..
Sonuçta, mala mülke gelenler dışında canlar da kayboluyor.
Vaktinde alınmamış tedbirlerin, bedelini, -genç ömrünün baharında bir delikanlı- yangınla mücadele edenlere su taşırken, hayatını kaybederek ödüyor..
Kozalaklar sıcaktan patlayıp ağaçları tutuştururken, zurnanın zırt dediği yere geliniyor..
Türk Hava Kurumu diye bir kurum var, Cumhuriyet'in envanterindeki kıymetlerden biri..
İnsansız hava araçları ile nerdeyse , Orta Doğudan Kafkaslara , binlerce metre yükseklikten, yerdeki yavru kaplumbağaları bile nokta atışları ile vurabilen teknolojiler geliştirenleri teşvik eden siyasi irade, THK uçaklarını hangardan çıkaramıyor..!!
Tıpkı, bir başka Cumhuriyet kıymeti olan Hıfzıssıha Enstitüsünün kadük hale gelişini seyrettiği gibi..
Tam da aşı meselesinin -korona salgını nedeni ile- hayati hale geldiği bu zamanda, Kayseri'de , petrol ararcasına, yeni aşı maceralarına girişmek gibi..
Orman Bakanının THK envanterindeki uçakların, orman yangınlarında nasıl kullanılabileceğini merak etmemiş olması, sadece görev lakaydisi ile izah edilemez.
Memleket -merhum Demirel'i siyasi ortam için söylediği gibi,-bir uçtan bir uça fiziki olarak yanarken, amaca uygun uçakları hangarda süs bitkisi gibi saklamanın ceza kanununda karşılığı, tahminlerin ötesinde sonuçlara tekabül edebilir.
"yok kayyuma devredildi, yok, şartname maddelerinde uyumsuzluk var"gibi komedi gerekçelerle Türk Hava Kurumuna, yangın kuleleri kadar değer vermemenin -ödenmesi mümkün olmayan- maliyetinin sorumluları kim veya kimler,..??
Ben yaptım oldu, dönemlerinin sonuna geliniyor.. Herkes aklını başına alsın..!!!



Hayati Abasıyanık