Akdeniz, Ege kıyılarındaki farklı illerdeki orman yangınları ile Karadeniz kıyılarındaki sel afetleri nedeni ile ortaya çıkan zararların giderilmesi için, 4372 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına Ek karar ile yardım kampanyası başlatılmış ve Devlet Milletten bir kere daha yardım istemiş...
Son zamanlarda, neredeyse her vesile ile, millete müracaat ediliyor..
Güvenlik zaafından doğan terör saldırılarında güvenlikçiler hayatlarını kaybediyor, yardım kampanyaları açılıyor, tabii afetler hem doğayı tahrip ediyor hem de mücavir alanlarda ocaklar bozuluyor, milletten çare aranıyor....
En başat örnek ise 15 Temmuz'da yaşandı, her türlü yol verilen, her türlü müsaadeye mazhar cibilliyetsizler darbeye teşebbüs ettiler, yüzlerce kişi canını kaybetti, sakat kaldı, çocuk yaştaki askeri öğrencilere kadar, linç olayları yaşandı, yine bağış kampanyasına başvuruldu, millet çare oldu, darbeyi önlediği gibi , zararları da tazmin etmeye çalıştı..
Şeyh Edebali Osmanlı'ya "insanı yaşat ki devlet yaşasın" tavsiyesinde bulunur,..
Milliyetçi düşüncede Devlet önceliklidir," Ebed müddet" tanımı ile sonsuza kadar sürecek devlet idealine vurgu yapar..
Dindar muhafazakar zihniyette ," milletin değerleri" başlığı altında meşrebe göre bir silsile öne çıkarılır.., ..
Cumhur İttifakı, bu iki düşüncenin sentezi gibi değil bir nevi karışımı gibi duruyor..
Millet; bekanın(devletin) asli payandası gibi..
Devlet her başı sıkıştığında millete başvuruyor.
Sultana evlatlarını sürekli asker veren Osmanlı, sonunda; "bana güvenip sağa sola sefer açma " itirazı yapmış....
Bugün de, yedi düvele iaşe (yeme , içme) ve ibate ( barındırma) yetiştirir haldeyiz....
Millet de artık, devlete, "benden bu kadar, ben kendi derdimdeyim" deme noktasına gelmiş gibi.. Fazla zorlamamak lazım..



Sevim Serengil