İki yıllık yeni Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, yurt dışına asker gönderme ve sınırlar dahilinde yabancı asker bulundurma yetkilerini kapsıyor..
Hdp tezkereye karşı, CHP, içerde yabancı asker bulundurma konusuna itiraz ediyor..
Tezkerede yabancı asker tanımı yapılmamış, sınırlarımızın hemen dibinde , -her türlü gayr-ı nizami silahlı unsur- bulunduğu göz önüne-alınınca, endişesinde haklı ..
Cumhur ittifakı, uzun zamandır asker tezkeresine ağırlık veriyor, ama netice aldığı söylenemez.. Önceki teskereler doğrultusunda çeşitli harekatlar yapıldı, sonuçta, İdlib civarında askerlerimiz üzerinde ağır risk oluşturan bir sıkışma hali var...
İpten kazıktan kurtulmuş, İslamcılığı bir tedhiş ve terör manivelası olarak kullanan unsurlar herkes için ve de en önce Türkiye için ağır bir tehlike teşkil ediyor..
Türkiye'nin, şu veya bu nedenle , güney sınırlarımızdan bir başka ülkeye ( Suriye) sarkma sürecinde - müzahir olduğu iddia edilen terör unsurları, yakın gelecekte, komşular ve müttefiklerle başımızı belaya sokacak gibi gözüküyor..
Suriye'de bir sürü ülke cirit atarken, İdlib batağının bizim sırtımızda kalması, bugüne kadar verilen tezkere yetkilerinin doğru kullanılmadığına dair esaslı bir karine sayılabilir.
Koskoca TC ordusu, sınır ötesine harekat düzeninde bulunuyor ve buna rağmen, uluslararası hukukun koruması altındaki Süleyman Şah türbesi dahi, yerinde muhafaza edilememesi hazin bir örnek olarak ortada..
Irak'ın tezkereye dahil edilmesinin amacı eğer, Suriye Kuzeydoğusundaki PYD/YPG kanton bölgelerine müdahale ise, ham bir hayalden öte bir gerçekliği yok.. Abd , kesin vesayeti altında tuttuğu bu bölgelere , hiç kimseyi sokmak niyetinde değil..
Suriye merkezi yönetimi, bölge ile temas halinde ortak yaşama dönük bir müzakere yürütüyor.. Yeni Anayasa çalışmaları sonucunda durum daha da netleşecek...
Kuzey Irak hedef alınıyorsa, yine bir başka ülkenin egemenliği altındaki bölgesel yönetimine fiili bir müdahale anlamı taşır ki, TBMM'nin uluslararası hukuka aykırı amaçlar taşıyan bir tezkereyi çıkartma yetkisi bulunmuyor..
On tane densiz diplomatın "kolpa" bildirisi, ülkemiz egemenlik haklarına saldırı sayılıyorsa, komşu ülkelerin topraklarına asker sevki de onların egemenlik haklarına askeri tecavüz sayılabilir, yarın, uluslararası hukukta bir anda hesap sorulan ülke haline gelebiliriz..
Meclisten çoğunluk oyları ile çıkacak bir tezkere, sırf yasama tasarrufu olduğu için "meşruiyet" kazanamaz..
Geriye, başı bozuk takımının İdlib'ten güvenli tahliyesi ise, bu büyük bir yanlış olur, Mehmetçiği , canlı canlı yakma cüreti gösteren bu teröristler ancak "tenkil" konusu olabilirler..
Tezkere, bu nedenlerle, ucu açık ve gereksiz riskler taşımaktadır, hem süre hem de konu bakımından, TSK gibi dünyanın en büyük ordularından birinin, terör batağına sürülmesi sonucu doğurabilir. Yurt içinde yabancı asker bulundurma konusu ise , tartışılması bile zait olan bir durumdur, kabul edilemez..TSK'nın itibarı, milletin itibarıdır..

Kemal kurgan