Bülent Ersoy, Anıtkabir ziyaretinde ayrımcılığa uğradı...
Yağmurda kendisine şemsiye tutan subay ve komutanı sürgün cezası yedi.
Bülent Ersoy, uzun süren bir yargısal mücadele sonrası kadın olarak T.C. Nüfus kimliği kullanma tercihine erişti.
Türkiyenin yaklaşık son 40 yılında sanatçı olarak var olmuş bir kimlik.
Bu nedenle de, Başbakanlık /Cumhurbaşkanlığı protokollerinde yer alıyor (Külliyedeki iftar sofraları, v.s)..
Anıtkabir ziyaretinde tekerlekli sandalye kullanmış, yağmur başlayınca da protokolde bulunan subay tarafından şemsiye açılmış...
Bülent Ersoy, herhangi bir kadın olarak, herhangi bir kadına gösterilmesi gereken nezakete muhatap olmuş...
Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyetinin en önemli kamusal alanları arasındadır..
Kadına, medeni ülkelerde dahi "teferruat" muamelesi yapıldığı zamanlarda, Türk kadınına seçme, seçilme hakkını vermiş devlet kurucusunun mozalesinin önünde, -açılan şemsiye bahanesi ile -askerleri sürgün etmek, makam statüsünü/görevi kötüye kullanmaktır.
Bu tasarrufun sahipleri, gerekçesini açıklamak zorundadırlar.
T.C. kimliği taşıyan bir kadın sanatçının, yıllar önce kazandığı kimliğinin rengi, -bu tasarrufun motivasyonu ise-, bu tasarruf, cinsiyet temelli bir ayrımcılık suçu teşkil eder.
İstanbul Sözleşmesinden rücu etmiş olmak, fiilin mahiyetini değiştirmez..
Anayasanın eşitlik ilkesine ve AİHS m. 14 ile düzenlenen ayrımcılık yasağına aykırıdır ..
Bakanlık, basit bir şemsiye açılımına karşı, Anayasa ve imzacısı olduğumuz AİHS hükümlerini , ve de İdarenin takdir hakkını- aynı anda ihlal etmiştir..



Bahar Soylu