Kar İstanbul'da etkisini kaybediyor, ama dedikodusu sürecek gibi..
Buzlanma , solüsyon, tuzlama , yolda kalanlar, camilere yönlendirilenler, şehrin kıyısında , ana yollarda donma tehlikesi, açlıktan ölme tehlikesi..!! geçirenler , v.d. Sonuçta bir dizi sefalet..!!
Mesele , iktidar tarafından İBB ne kadar hazırlıklıydı ne kadar çuvalladı üzerinden köpürtülürken, İmamoğlu , her kritik hamlede yaptığı gibi gündemi kaydırdı...!!
Millet kar ile, ateşle, imtihan olurken , Türkiyede görevli bir büyükelçi ile balık keyfi yaptı..
Takım elbisesi, kravatı ile full aksesuvar güvenlik kamerlarına yakalandı.
"Önceden kararlaştırılmış bir yemek" falan dedi , ama, günler torbaya girmedi, daha uygun bir zamana ertelenebilirdi, ama böylesi uygun görülmüş, daha önce de kayak ve deniz tatilleri ile - bazı felaket ziyaretlerinde - mola almış ve yine eleştirilmişti, anlaşılan , bu salvoları fazla umursamıyor.. ...
Balık yemek, ancak , üçüncü dünya harbini öneleme çabası ile ilgili olsaydı!!, mazur görülebilirdi.... iade-i ziyaret , gerekçesi biraz hafif kaçtı..
Şimdilik , "aman başka şeyler yemesin " temennisi ve tesellisi ile idare etmek, zorundayız..
Akp sözcüsü de , her zaman yaptığı gibi "destan" boyutlarında , bir diskur ile- balıkçı ziyaretini, yandaş gazetecilerin- kıvamında bir kalamar çanağı tadındaki -soruları ile eleştirdi.
Akp nin eski güzel İstanbul günlerine göndermeler yaptı..
Her zamanki gibi genel başkanının bakanları talimatlandırdığını, iki bakanın İstanbula intikal ettirildiğine dikkat çekti..
Bakanlar , karlı bir tepeden İstanbulâ vaziyet ettiler , , milletin yüreğine sahlep sıcaklığında serpmeler yaptılar..!!
Üç gündür, istanbul Havalimanı kaput, gelen inemiyor, gidecek olan kalkamıyor, kıtaların buluşma noktası diye anons ediliyor ama, dünyanın hasetten çatladığı devasa hava limanı semaları, karın yağdığı ilk gün, yiyecek peşindeki martılar gibi , inmeye çalışan uçaklarla doluydu,,,!!
Medar-ı iftiharları olan , milyarlarca doların üzerine düşen kar taneleri gibi harcandığı ve Yİ ile harcanmaya devam etmekte olan, havaalanına inemeyen bakanlar, beğenmeyip kadük hale getirmeye çalıştıkları Atatürk havaalanı olmasaydı, -Çorlu da karlı olduğu için-, muhtemelen , Antalya veya İzmir üzerinden , lojistik destek alarak, kara yoluyla, İstanbula intikal etmek zorunda kalacaklardı....
Normalde , orta boy medeni ülkelerde, eğlence konusu olabilecek yoğunlukta bir kar yağışı, 21 YY'da , dünyanın en büyüklerinden bir metropolde , hala "kabus" olabiliyor..
Çeyrek yüzyıllık iktidar' da , ne zaman balık yiyeceğini kestiremeyen bir Başkan üzerinden muhalefeti topa tutmaya çalışıyor..
Bu ülkenin kıymetini bilmek lazım, ironisi bitmiyor....



Rüstem Saygılı