Kılıçdaroğlu , son zamanlarda "sade suya tirit" sohbetler olarak eleştirilen gurup konuşmasını kısa kesti, ve "ya yanımda durun ya da önümden çekilin" ültimatom'unu verdi..!!i..
Yeni bir yola çıkacağının işaretini verdi..İktidar cephesinin giderek pervasızlaştığı ve özellikle TBMM'ne köy ihtiyar heyeti muamelesi yaptığı göz önüne alınınca , "zorunlu bir hamle" olarak görülebilir.
Bardağı taşıran damla "Kavala davası" kararı gibi gözüküyor..
Cemaat iblislerinin Türk ordusuna ve Kemalist aydınlara kurdukları kumpasların izleri henüz temizlenmeden , bu kere de , partili bir yargıçın iştirak ettiği karar ile- muhalif gözüken aktivistlere- ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası dahil , ağır cezalar verildi..
Mahkeme kararları eleştiriden azade değildir.
Müebbede mahkum edilen Kavala'nın yargılanması süreci , AİHM tarafından Sözleşmeye aykırı bulunduğu ve düzeltilmesi kararı kulak arkası edildiği için, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin müeyyide prosedürü işlemeye devam ediyor..
Ne yazık ki; bu prosedür hayata geçene kadar , Türkiyede muhaliflerin önemli bir kısmı Silivri dehlizlerinde zorunlu mahpusluk yapacak gibi görünüyorlar.!!
Kavala'nın , bütün hukuk aleminde tartışılan bir kararla ağırlaştırılmış müebbede mahkum edilmesinden sadece bir kaç saat sonra ,- karar sonrası kaçma şüphesi iddiası ile , mahkum edilenler derhal tutuklanırken- yüksek yargı Külliyede iftar yemeğinde, sayın Cumhurbaşkanının yargı konusunda ki değerli tavsiyelerini alıyordu..
Kılıçdaroğlu bu tuhaf tesadüften etkilenmiş midir bilinmez , ama, dokuz dakikalık gurup konuşmasının içeriği ve titreyen sesi , bir takım değişikliklerin işaretini veriyor gibiydi..
Bugün, Avrupa Birliğinin, çevre ülkelerdeki hukuksuzluklara , ıslık çalarak baktığı bir gerçek, ( "el elin eşeğini ıslık çalarak ararmış "misali!!).
Kılıçdaroğlu, ülkenin gördüğü en barışçı üsluba sahip politikacılarından,...
Kendi destekçileri dahil , eleştirilere muhatap olduğu "helalleşme "cesaretinin dahi , sektörün politik fetbazlarınca - dejenere edildiğinin de farkında ..
Kanaviçe işler gibi bugüne getirdiği -sükunet içinde muhalefet- tarzının , adaylık spekülasyonları ile nerdeyse çöpe atılabileceğini de görmüş olabilir ..!!
Toplumsal tarihimizin en ayrımcı politikalarını uygulayanlara karşı, çok haksız bir değerlendirme ile "naif" görülmesi, direncini büsbütün arttırmış gibi gözüküyor..
Ama bir gerçek ortada , Kılıçdaroğlu makas değiştiriyor...
Topluma karşı "yeni" durumunu ilan ederken, aynı zamanda kendi partisine de "yol ayrımını işaret ediyor.. ..
Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesi ile , siyaset yeni bir döneme girmiş bulunuyor.





Hasan Kalyoncu