Demokrasimiz ; Cumhuriyetin tarihi virajına doğru son sürat ilerlerken, iktidar üslubu da giderek endişe verici bir hal alıyor....
Akp genel Başkanının" küfür" endazeli hakaretleri bir tarafa, tarihin arkaik sayılacak dönemlerine has özdeşleşmeler ortaya çıkmaya başladı..!
"Dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye'ye saldırıyor demektir" " her kim Ak Partiyi ve Cumhur İttifakını kötülüyorsa aslında Türkiye'yi hedef alıyor demektir",
bu sözler, sıradan bir kimlikten değil, bütün devleti nerdeyse kaleminin ucundan yöneten bir muktedirden sadır olunca, ciddi bir değerlendirme zorunluluğu doğuyor.
Külliye denen yere konuşlanan bu irade, yaklaşık yirmi yıldır Türkiyenin kaderini tek başına yönlendiriyor..
Akp hareketi, parti görünümü altında Erdoğan ve diğerleri olmak üzere ,-üstün irade ve tabi irade olmak üzere- bir "talimat" düzenine göre yapılandırılmış olarak iktidarını sürdürüyor.
Bütün yürütme üst organlarının, her icraatlarına, "..sayın cumhurbaşkanımızın talimatları ile..." standart sözcükleri ile başlayan beyanları, bu durumun açık bir teyidi olarak arşivlerde bulunuyor..
Yakın tarihimizde benzer bir örnek olarak; Osmanlı son döneminde , devletten bahsetme şekli olarak, yabancıların, Enver paşa'dan mülhem "Enverland" yakıştırması yaptıkları biliniyor..
Birinci dünya savaşı sürecinde, Almanyadan Türkiye'ye gidecek trenlerin ve de askeri yardım malzemeleri kutularının üzerine adres niyetine "Enverland" yazıldığı da bir vakıa..
Enver Paşa, damad-ı şehriyari (padişah damadı) olduğu için , rütbe yetersizliğine rağmen , -harbiye nazırı olarak-mutlak karar verici konumundaydı...
Akp genel başkanı, herhangi bir Hanedan kontenjanından değil, halka dayanarak bugünkü mutlak konumunu elde etmiş bulunuyor. Yürüdüğü yol için,- her ne kadar "beraber yürüdük bu yollarda " şarkısı fonda kullanılsa da- ağırlıklı olarak tek başına açtığı bir yol...
Sanki, siyasi serencamına , "I did it my way" ( kendi yolumu çizdim) daha uygun gibi..
Etrafındaki atanmış ve de seçilmişlerin önemli bir bölümünün, bugünkü şartlarda, Erdoğan'sız bir seçimde, "apt yöneticisi" olarak dahi seçilme şansları bulunmuyor..
İttifakın diğer ortağı, bu gerçeğin en çok farkında olanı, her fırsatta , adayımız Erdoğan diye "tellal " çıkartıyor..
Akp iktidarı, Erdoğan'ın inşa ettiği bir iktidar, tesçilli Cumhuriyet düşmanları liberaller, Cemaat ve diğerleri, hep onun üzerinden "kurban" kestiler..
Davul ve tokmak hep onun boynunda oldu, diğerleri ise, amiyane tabir ile, davul çubuğu ile "havaya "göre tempo tuttular,...
Osmanlı son dönemine "Enverland" olarak girdi, Erdoğan da Cumhuriyetin yüzüncü yılına, kendisini -Türkiye ile eş anlamda- tanımlayarak girmeye çalışıyor.....






Halil Akbulut