Türk Ocakları , "Esas Nizamnamesi" ve çalışma prgramının hazırlanması tamamlanarak 25 Mart 1912 'de faaliyete geçer.
Ocağın amacı, Esas Nizamnamesine göre; "Akvam-ı İslamiyenin bir rükn-i mühimmi olan Türklerin milli terbiye ve ilmi, içtimai, iktisadi seviyelerinin terakki ve; i'lasıyla Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmak" olup, amacı gerçekleştirmek için , Türk Ocağı adlı kuruluşlar ile dersler, konferanslar, müsamereler tertip kitap ve risaleler neşir edecek ve mektepler açmak "olarak düşünülmüştü..
Türk ocaklarının nizamnamesinde , , " sırf milli ve içtimai bir vaziyette" kalması öngörülmüş olup, " asla siyaset ile uğraşmayacak ve hiçbir siyasi fırkalara hadim bulunmayacaktır" düsturu ile harekete geçmişti..
Sevr işgali sürecinde, istilacı güçlere karşı milli duyguları harekete geçirmek için çeşitli etkinlikler düzenlemiş ve bunun sonucu, üst yöneticileri, istilacılar tarafından Maltaya sürülmüş kalanlardan eli silah tutanlar ise, kurtuluş mücadelesine katılmışlardı..
"Milli Mücadele " zaferle sonuçlanınca, Mustafa Kemalin desteği ile canlandırılan ocakların sayısı 1928 'de 141'e ulaşmıştır..
Özetle, Türk Ocakları , kuruluşundan hemen sonra , hakiki manası ile bir İstiklal mücadelesi içinden yürümüş gelmiş, bir Cumhuriyet kurumu olmuş ve 1912 resmi tarihli "Esas Nizamnamesi"'ne bağlı kalmıştır.
Yani, herhangi bir partinin arka bahçesi olamayacak kadar siyaset dışı ve milli bir kurumdur.
Ama geriye bakılacak olursa, Chp, Cumhuriyetin kurucu partisi olarak , Türk Ocaklarının mirası bakımından, "siyaset dışı " söz söyleme hakkına en az diğer siyaset kurumları kadar söz sahibidir.
Kılıçdaroğlu, bugün, beğenirler beğenmezler, Chp genel başkanıdır, Ülkenin ana muhalefet partisi ve millet ittifakının bir ortağı olarak siyasette bir iddiayı gerçekleştirmeye çalışmaktadır..
Demokrasinin hali pür melaline rağmen, kimsenin izin veya icazetine muhtaç değildir, söyledikleri ile yaptıkları ve yapacakları ile kantara çıkacaktır, öyle iktidar kanatları altından esip gürleyip itilip kakılacak bir şiyaset figürü hiç değildir.,
Kurucu genel başkanı Mustafa Kemal'in kurulmasında ve gelişmesinde, emek ve yön verdiği Türk Ocaklarının bir toplantısına katılmak için Külliye ve müştemilatından onay ihtiyacı da bulunmamaktadır.
Ama, toplantı sonrası, son dönemlerin iktidara stepne partisi cenahından gelen bir esintiye kulak verip, İstanbul Türk Ocağı yöneticilerinin görevden alınması, Türk ocaklarının , kendi esas nizamnamelerinin farkında olmadıkları ve "ocak" ruhunu kavrayamadıklarını göstermiştir.




Emin Yurdakul