Parti ağalarının, kendi keyiflerine göre esnetebildikleri iki dönem "kural"'ı bahane edilerek, Garo Paylan, tek Ermeni vekil olarak görev yaptığı TBMM için tekrar adayı yapılmadı..
Kendisi,- naif serzenişinde- , "pozitif ayrımcılık yapılsaydı iyi olurdu" mealinde değerlendirmiş , sitemsiz , şekvasız ..!!
Bu toprakların kadim halkı ve milleti sadıkası olanlardan birinin, devam etmesi adaletli olurdu..
Nuh'un gemisi olarak gördüğü partisinde, içinde , savunmasız bir güvercini çağrıştıran kendisine daha özenli davranılması, sıradan siyasetin, sıradan kataküllülerinden korunması gerekirdi, yapmamışlar..
Koskoca Nuh gemisinde -bir güvercin- fazladan, ne kadar ağırlık yapabilirdi ki..!!
Ama, bagajları, her türlü entrika ile dolu iki "antika " tüfeği, aday yapmışlar..!!
Her kim bu siyasi montajı yapmışsa , ateş ile oynamış, Nuh'un gemisi ahşap bir tekne olarak bilinir, en ufak sarsıntıda , alev alabilir..
İz bıraktıkları her yerde , "şüpheli" olma özellikleri ile bilinen bu ikilinin , son takatlerini kullanmak üzere eş zamanlı kürt siyasetinin meşru temsiline yamanmasının maliyeti yakında görülür..
Siyaseten "Ön görememekle" malul ve yanılmakla bağımlı bu ikili , demokratik düzenin en kritik döneminde kürt "sorunu" üzerinde , TBMM'nde ahkam kesecekler..
Ne yazık ki, bizatihi mevcudiyetleri , işin ciddiyetini sulandırma tehlikesi taşıyor..
Nuh'un gemisinin, bu kadar yıllık acılı mücadele sonrası, bu çapta unsurlara bel bağlaması, salimen karaya çıkma konusunda ciddi şüpheler doğuruyor...
İlk kurtarılacaklar arasında olması gereken bir kimliğin, ilk gözden çıkarılan olması da," halkların kardeşliği" iddiasının samimiyeti konusunu tartışmaya açıyor.. !!
Her türlü vasfı ve geçmiş performansı ile vazgeçilmez özellikleri olan Garo Paylan'a tercih edilenlere bakınca , Nuh Gemisine sanki ahşap kurtları girmiş gibi..!!




Fazilet Vefalı