Dünya çevre aktivizmi bakımından en önemli eylem fotoğrafı Türkiyeden çıktı..
Muğla Milas Akbelen Ormanı saldırı altında, ağaçları o nedenle, bu nedenle kesmek isteyenler var, "beşli çete" sabıkalısı şirketin varlığı meseleyi daha da stresli hale getiriyor.
Kamu ihaleleri ile palazlanma bakımından dünya ölçeğinde en önde olan şirketlerden biri olan bu gözü dönmüş, gözünü bu sefer de Akbelen Ormanına dikmiş.!!
Ama bu sefer pabuç pahalı, çevreciler ağaçları savunmakta kararlı, ağaç katliamına ortak edilmek istenen Jandarma ile millet karşı karşıya..
Ana baba kuzusu jandarma askerleri, ağaçları koruma için yapılan direnişine müdahale etmeye zorlanıyor.....
Dünyayı yemiş yutmuşların, ağaç hassasiyeti için orada bulunanlara karşı askeri kullanması, "suç teşkil eden bir emre" Jandarmayı ortak etmek demektir.
Anayasa m. 169 ; Ormanları Korumak kenar başlığı ile düzenlenmiş olup, üçüncü paragrafta, ormanlara zarar verilecek hiç bir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez, münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz, hükmünü amir... Bir önceki paragrafta da, "ormanların zamanaşımı ile mülk edilemeyeceği" de Anayasa hükmü olarak düzenlenmiş bulunuyor..
Konusu her ne olursa olsun, hiç bir faaliyet, bu hükümleri ihlal edemez.. Anayasa suçu işlenmiş olur..
Dünyaya kapak olması gereken çevre eylemi ise, bir genç kızın kolunda, iki büklüm, 94 yaşındaki Gülsüm ninenin, -ağaçları savunmak için- direniş mahallin yürümesi oldu..
Milletin canı burnunda, aslanın midesine inen kendi lokmasından geçti, hiç olmazsa ağaçlarını kurtarmaya çalışıyor.
Yalnız , bu muhteremlere , hatırlatmakta zorunluluk hasıl oluyor; riskli ve gereksiz işlerle ilgili " boş tabancayı kurcalama " derler, "keser döner, sap döner, gün olur hesap döner" halk deyişi de , ihmale gelmez..
milletin üzerine bu kadar abanmanın kimseye yararı yok..
Yüz yıla merdiven dayamış Gülsün Nine de yürümeğe başlamışsa , bıçak kemiğe yaklaşmış demektir....!!



Sevim Çalışkan