M.İ.T SAVCILIK RAKSI AĞIR ROMANI ÜZERİNE - 10/02/2012 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Özel yetkili savcılık Mit müsteşarı ve emekli yüksek görevlilerini şüpheli sıfatı ile ifade vermeye çağırdı, Mit başkanı Cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra itirazda bulunarak ifade verme çağrısına uymadı. C.M.U K ilgili maddesi birinci fıkra ikinci cümlesi gereği; Katalog suçlar hakkında, özel yetkili savcılar, her kim olursa olsun "görevleri nedeniyle veya görev sırasında" cereyan etmiş olup olmamasına bakmaksızın, doğrudan soruşturma yapma yetkisine sahipler. Aynı kanunun bir önceki maddesi aynı suçlar ile ilgili olarak görev ve yargı çevresi olarak,"sıfat ve memuriyetlerine bakılmaksızın "özel yetkili yargı mercilerini görevli kabul ediyor.
Her iki madde içeriğinde, özel kanunlara herhangi bir atıfta bulunulmadığı için, özel yetkili savcılık kendini kayıtsız şartsız yetkili kabul ediyor ve doğrudan soruşturuyor. Maddenin yazılış şekli ve atıfta bulunduğu suçların özellikleri, Devlet düzenini tehlikeye atma potansiyeli taşımaları nedeniyle özel olarak sayılmış bulunmaları, söz konusu maddeler ile alakalı yetkinin geniş yorumlanmasına imkân tanıyor... İlker Başbuğ hakkında da soruşturma ve tutuklama bu yetkiye istinaden yapıldı, ne kimliği, ne rütbesi ne de isnat edilen suçlamanın görev süresi içinde veya görev nedeniyle olmasına bakılmadı, tartışılmaya değer görülmedi. Son anayasa değişikliği gereği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmaya yetkili olduğuna dair görev bakımından yapılan itiraz reddedildi. Tutuklama talebi ile özel yetkili mahkemeye sevk sonucu tutuklama kararı verildi ve iddianame kabul edildi. Genelkurmay başkanlığı yapmış bir zatın görev süresi içinde işlemiş olduğu iddia edilen fiiller ile ilgili olarak, Anayasada özel hüküm bulunmasına rağmen, özel yetkili Mahkemede yargılanıyor olması gerçeği karşısında, kamu görevi yapan herhangi bir yetkilinin bu madde karşısında bir ayrıcalığı kalmıyor. Bir başka deyişle, Mit kanunu madde 26 gereği soruşturma için, Başbakanın olur vermesi zorunluluğu bulunmuyor... Mit müsteşarının, görev konusunda yaptığı itirazın kabul edilmesi zor, yetki ile ilgili itiraz değerlendirilir, fakat bu ifadesine Anakara’da da olsa başvurulması gerçeğini değiştirmez. Bu gerçeği gördükleri için iktidar kanadının, anılan maddeler bakımından özel yetkili savcıların yetkilerini daraltma konusunda kanun değişikliği üzerinde çalıştıkları söyleniyor. Özel yetkili yargıda yetki ve görev tanımında daraltmalara gidilirse, Silivri yargılamaları da etkilenir. Anayasa Mahkemesi yargı yetkisi devreye girer, Son Anayasa değişiklikleri ile Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel komutanlarının Anayasa mahkemesinde yargılanma zorunluluğunu gözden kaçırmamak gerekir. Davalar yeniden başlamak zorunda kalabilir. Mevcut yasal durumda, Anayasa hükmünün nazara alınmadığı bir uygulamada, Anayasaya göre normlar hiyerarşisinde Anayasanın altında olan bir kuruluş kanunun nazara alınacağı hususu, ihtimal dâhili değil. Eğer öyle olursa, Mit müsteşarı ile Genelkurmay eski Başkanı arasında farklı bir uygulama söz konusu olur ki,"kanun önünde eşitlik" bakımından yeni tartışmalar gündeme gelir. Mit kuruluş kanununda Mit’in, görevleri sayılmış olup bunlar arasında, Kandil ile Avrupa’da ki uzantıları ve İmralı arasında, protokol taslakları teati etmek yoktur. T. C.'ni düşman gören unsurlar ile protokol yapma konusunda vekâleti de yoktur, böyle bir vekâlet verecek bir makam da Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında yoktur. Sonuç olarak, görev tanımı, yasaya aykırı olarak genişletilemez, görev suiistimaline yol açacak her türlü eylem/inisiyatif suç/şüphe isnadı içinde değerlendirilebilir. Özel yetkili savcılığın ulaştığı bulgular sonunda yaptığı da budur, istihbarat geleneğinde örtülü operasyonlar yolu ile istihbarat faaliyeti vardır ancak bireysel olarak icra edilir, sorumluluk da bireyseldir, hiyerarşi içinde tanımlanamaz, Başbakan tarafından talimatlandırılmış olma açıklaması yanlıştır, sorumluluğu Başbakana sirayet ettirmek istihbarat geleneğinde yoktur, Başbakana da zarar verir. Mevcut yasa maddeleri karşısında, Mit müsteşarı şüpheli sıfatı ile ifadeye çağrılabileceği gibi, bir sonraki adım, kendisine soruşturulan konularda talimat verdiği açıklanan Başbakanın da - Ceza Kanunu bakımından kamu görevlisi olduğu için- en azından bilgisine başvurulmak için ifade vermek üzere çağrılması olabilir ve Başbakan, özel yetkili savcılığın daveti ile karşı karşıya kalabilir. Bu maddeler, belli hedeflerin yok edilmesi bakımından bu güne kadar, iktidar ve beraber hareket edenlerin işine geldi, ama şimdi gerçeğin soğuk yüzünü gördüler, yargı bir operasyon aracı olarak kullanılınca eninde sonunda kendisini kullanmaya çalışanları da vurur, yargı adaleti sağlamak içindir, keyfi amaçlara göre kullanılmaya başlandığı zaman, amaca göre serseri bir mayın haline gelir. Nerede ne zaman patlayacağı belli olmaz. Cahillerin anlayamadıkları ve anlayamayacakları hukuk gerçeği budur. Hukuk ile maytap geçilmez... Bumerang gibidir, iki satırlık bir kanuni düzenleme, Devletin tepelerini sarsar... Adil yansız... ADİL YANSIZ |
|||||||||
|