Can Atalay'ın vekilliğinin TBMM'de düşürülmesi işlemi, yasamanın ağır ve geri dönülmez bir fonksiyon kaybına iişaret etmektedir.
Anayasa Mahkemesinin "hak ihlali" kararını yok sayarak ve yargı üst makamının "temel hak" konusundaki görev gasbına dayanarak , seçilmiş ve seçimi YSK tarafından onaylanmılş bir üyesinin görev/hak alanından çıkarılmasına karar vermek ile ,TBMM kendi yasama fonksiyonundan da "yargı" yararına feragat etmiş ve kuvvetler ayrılığı ilkesini de göz ardı ederek, "anayasayı ihlal" fiilini işlemiştir.
Bu tasarrufu ile TBMM Genel Kurulu , oturumda bulunan bütün üyeleri bakımından "anayasaya aykırılık" suçlamasının muhatabıdır.
Muhalefetin , yasama fonksiyon gasbına fiziki olarak katılması "muhalif" tutuma rağmen, Anayasal düzeni ihlal fiiline "formel" olarak meşruiyet kazandırmaktan başka bir mana ifade etmemektedir.
Geçici dokunulmazlık kaldırılma komedisinden bu yana , yasama hukuku bakımından sürekli zamin kaybeden ve sadece , iktidar ittifakının yararına ispat-ı vücut etmekten başka bir fonksiyon görmeyen muhalefet , adım adım , yeni rejimde- yasama fonksiyonun hukuken kadük hale gelmesine alet olmuş ve olmaktadır.
Anayasanın ve Anayasa Mahkemesi kararlarının fütursuzca göz ardı edildiği ve TBMM'nin de , sadece iktidar tasarruflarının onay mercii olduğu bir siyasal düzende , "demokratik toplum" 'giderek daha fazla risk altındadır..!!



Sevim Çalışkan