Leyla Zana , Erdoğan'a ; "meselenin" dondurucudan çıkarılıp, miadı dolmadan tekrar ısıtılması çağrısı yapmış..!!
Bu çağrıya Demirtaş ve Ahmet Türk de katılmış.
Ahmet Türk, derin devletin ikna edilmesinin gerektiği, bunun Chp'nin çapını aştığını, ve ancak Erdoğan tarafından kotarılabileceği ihsasında bulunmuş.!!
Böylesine önemli bir konunun , mahalli seçimler arefesinde gündeme getirilmesi, nedeni meçhul olsa da, -siyaseten zor durumda olan- Erdoğan'a can simidi atmak olduğu açık,
Leyla Zana'nın sicili muhataralı , Demirtaş, eşinin adaylığı konusunda- ne olduğu anlaşılamayan- boşa çıkarılmış hamleler ile gereksiz olarak kendini riske etti..
Chp'de siyaset yapmış, kıdemi itibarı ile, her iki siyasetin de genlerini iyi bilmesi gereken Ahmet Türk'ün , yaklaşımı ise, en hafif tabiri ile oldukça naif..
Kendi seçilmiş olma hakkını elinden alan bir siyasi anlayışa ,- derin devleti ikna gerekçesi ile de olsa- güvenmek, kurumuş derelerde rafting yapma hevesi/acemiliği ile dahi açıklanamaz.. !!
Erdal İnönü, 1991/ 19'ncu dönem TBMM seçimlerinde ( baraj sorunu nedeniyle) Genel Başkanı olduğu Sosyal Demokrat Halkçı Parti Diyarbakır listesinden Leyla Zana ve diğerlerini aday gösterdi, seçtirdi, mazbata almalarını sağladı..
Muhtemelen, babasından tevarüs ettiği tarihsel kurucu kimliğe ünsiyeti ile, zaman içinde, meseleyi, parlamentoda yumuşatarak bir çözüm arayışına girişecekti..
Ahmet Türk'ün deyişi ile, derin devleti ikna hususunda herhalde Erdoğan'dan daha önemli müktesebata sahipti..!!
Yemin töreninde, Hatip Dicle -yemin metnini okurken- Anayasa baskısı altında olduklarını, kürsüden ifade etti,,, Leyla Zana ise , kürtçe ekler ile metnin şekil şartını ihlal ederek, yemin etti ..
Sonuç olarak, Erdal İnönü risk aldı, ama, kürtçü siyaset ihanet etti, bu kadar süre zaman kaybının müsebbibi oldular..
Şimdilerde , yabancı devletlerin gözetimi, -binlerce yıllık muhteşem tarihi ile koskoca Anadolu coğrafyasında yer yokmuş gibi,- bir küçük ülkede, gizli servislerin koltuk altlarında yapılan al verler ve sonuçta hendek felaketine varan tuhaflıklara rağmen, hala çözüm, derin devlet martavalları ile, avara kasnak işler peşinde oldukları anlaşılıyor....
Feodal zihniyeti aşamamış, modern devleti kültürel olarak sindirememişlerin, tek adam iradesinden medet ummaları normal ama yine de hüzün verici..
Erdal İnönü, TBMM çatısı altında bir çözüm düşündü, bu muhteremler , kapalı kapılar ardında, ortadoğu kıvamı milliyetçilik ile eyleşiyorlar...





Sevim Çalışkan