Sinan Ateş davası, Mahkemede bitmez. - 04/07/2024 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Azmettirici sanık, mahkeme salonuna girerken ," Bay Kemal nerede" diye soruyor, aklı sıra cumhur'un reisine özenerek, davayı takip eden Chp'ni Kılıçdaroğlu şahsında istiskal ediyor, kendinden emin, "bu dava bir tiyatrodur, ne kadar istersek o kadar yargılanırız" havasında..!!
Sırtını dayadığı dağlara çok güveniyor, gerekli garantileri almış ve sonuçta davarını peşin satmış celep rahatlığında.. !! Ama, kurbanın karısı direniyor, "canımdan can kopardılar, koparanların yanına bırakmam" diyor.. Kendi sorgusunda, devlete ortak partinin iki üst düzey "parlamenter-yöneticisini, kocasının canından mesul tutuyor, isim vererek, lafı evelemeden, gevelemeden, mahkeme tutanaklarına kaydettiriyor. Bu noktadan sonra yargılama , iddianamenin insafına göre yürüyemez. Bu ifade, yargılamayı yapanların takdir hakkına ve vicdani kanaatlerine net ve katı bir sınırlama getiriyor. Yargılama yeni bir evreye giriyor, adı geçenlerin dosyaya dahil edilmeleri zorunluluğu doğuyor.. Türkiye'nin kayyımı gibi davrananlar bu davanın -şimdilik- sanıkları olmasa bile şüphelileri arasına yazılıyor.... Normal hukuk düzeninde, ek iddianame ve meclise fezleke gönderme sürecinin işlemesi lazım.. Bugünün yargı düzeninde işe üç harflilerin katılma ihtimali yüksek... Bu ifade, yok sayılarak, davayı mevcut, sınırlı, koruyucu, kayırıcılık iddiaları ile malul iddianameye göre sonuçlandırmak da mümkün, ama, hüküm, adalete değil muktedirlere hizmet eder,.. Ateş'in çocuklarının davası; Pir Sultan Abdal'ın davası gibi, "divan"a mı kalır, yoksa, devran değişince tekrar mı açılır, zaman gösterecek...!! Sevim Çalışkan |
|||||||||
|