Sednaya Cezaevi "mezarlığı" İnsanlığa karşı suçlar, Esad vee Ulıuslararası Ceza Mahkemesi - 11/12/2024 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Görünüşü medeni,eğitimi üst düzey , makam ünvanı; sabık Suriye Devlet Başkanı.
24 Yıllık iktidar süreci sona erdi ve ülkesini terk etti.. Orta doğunun tek laik Devleti , şimdilik, selefi, radikal, islamcı silahlı bir milis gurubunun elinde... Suriye örneğinde, -"laik olmanın"- asgari seviyede de olsa, İnsan haklarının bir garantisi olmadığı gerçeğini ortaya koyuyor..... Rejim'in gerçek karakterine ayna tutan, Sednaya Ceza evi oldu.. Esad ülkeyi terk ettikten sonra , geçici yönetim hapishaneleri boşaltma kararı aldı.. İnsanlar, Sednaya hapishanesine koşup, yakınlarını aramaya başladı.. Yerin yedi kat dibine kadar hücrelerde, rejim muhalifleri tıkılarak unutulmaya terk edilmiş, çocuklar ve kadınlar da var.. Yakınlarından yıllardır haber alamayanlar can havli ile arıyorlar, canlı bulmak bir yana ölülerin bile nerede olduğu bilinmiyor.. Muhalif olup, binlerce, canlı canlı gömülmüş insanlardan bahsediliyor.. Rutin olarak haftada 50 kişinin idam edildiği bilgisi var.. Hapishane dehlizlerindenki, aramalardan ne sonuç çıkacağı belli değil.. Rusya da, rejim muhaliflerini Sibirya'ya sürüyor, hayatta kalmak zor ama bir Sednaya değil.. Sednaya, muhaliflere insanlık tarihinde benzeri olmayan bir kötülük merkezi olarak işlev görmüş.. Esad beklendiği gibi Putin'e sığındı, Putin de savaş suçlusu olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesinin radarında, hakkında tutuklanmak üzere "yakalama" kararı var. Esad, diğerleri bir tarafa sadece iktidarı döneminde , Sednaya ve orada unuttukları bakımından, İnsanlığa Karşı Suçlardan sorumlu.. Uluıslararsı Ceza Mahkemesi Savcısı , konuyu gündeme almak zorunda, yoksa görevini ihmal etmiş olur.. Putin emsali ortada iken Esad yargılanmaktan kaçamaz.. Tek adamlık, uzaktan cazip görünür , ama , sorumlulukları da ağır , gün gelir "hesap lütfen" derler..!! İki kanka , Moskovada buluştular,, Yakında Esad için de yakalama kararı çıkması muhtemel, ama derin dünyanın efendileri bir hokkabazlık (okus, pokus) yapabilirler.. Ama bu, suçlu oldukları gerçeğini ortadan kaldırmaz.. İran Şahı da, Humeyni darbesinden hemen önce ülkesini terk etmiş ve gurbette fazla barınacak süreyi bulamamıştı.. Pers medeniyetinin mirasçıları, yağmurdan kaçarken, ne yazık ki , doluya tutuldular, şimdilerin yönetimi de çoluk çocuğu sokakta sopalıyor, görünmeyenlerde neler var bilinmez.. Suriyenin kader de İran gibi olabilir,.. Cumhuriyetin kıymeti üzerine, kıt akılları ile ahkam kesenlerin hala uyanamadıklarının işaretleri ortada.. İnsanlık ne yazık ki, giderek daha çok orta çağ karanlıklarına meylediyor.. Recep Peker |
|||||||||
|