Muhalefet Sorunu - 20/02/2012 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Mit yasa teklifi kanunlaşırken muhalefet direnemedi, içtüzük değişikliklerinde kürsüyü işgal ederek Genel kurulu çalıştırmayanlar, her nedense oylamaya dahi katılmadı...
Ana Muhalefet artık rutin hale getirdiği kurultay tartışmalarını, hafta sonunda nedeni pek anlaşılamayan iki adet kurultay ile devam ettirecek, Kurultay tartışmaları, her daim, özellikle tüzük ile ilgili olanlar, daha demokratik daha katılımcı v.s gibi kavramlar üzerinden yürütülüyor. Muhalefetin topladığı kurultay 27 Şubatta. Bu kurultay girişimlerine karşı Genel başkanın resen topladığı kurultay 26 Şubatta yapılacak. İlginç öngörüler var, muhalefet kendi topladığı kurultayda yeterli çoğunluğu sağlayacak fakat Genel başkanın topladığı kurultayda çoğunluk sağlan ayamayacak. Bu ihtimali düşünmek bile ana muhalefetin karşı karşıya bulunduğu durumun vahametini ortaya koyuyor. İktidar partisi, kuruluşundan bu yana en kritik iç ve dış sorunların ortasında giderek insicam kaybederken, doğal müttefikleri ve dönemsel destekçileri arasında ihtilaflar su yüzüne çıkarken, politika olarak tüzük değişikliğini önermenin anlaşılır tarafı yok. Ön seçim, Genel Başkan kontenjanı, kurultaylarda çarşaf listeler, blok listeler, senelerdir gündemde dir ve Demokrasimiz, katılımcı siyasetin bu çocuk hastalığını hala tedavi edememiştir. Ana muhalefet partisi, son seçimlere kabuk değiştirmiş ve kendi geleneğinden yapabildiğince koparak girmiş ve başarı kazanamamıştır, bir başka deyişle, Cumhuriyeti kuran partinin değişim nidaları altında attığı taşlar ürküttüğü kurbağalara değmemiştir. Ana muhalefet partisinin toplumda, siyasal konjonktürdeki karşılığı ne ilginçtir ki değişim talebi kaynaklı değildir, tam tersine geleneksel cumhuriyet kavramlarını savunmak ihtiyacı ağır basmaktadır. İktidar partisi, geleneksel devlet yapısını kendi meşrebi doğrultusunda melezleştirirken, aynı yönde bir melezleşme zihniyeti ana muhalefet partisinde yaşanmakta, bir birine paralel bu gelişmelerden doğal olarak iktidar partisi gücünü arttırarak çıkmaktadır. İktidar partisinin değişim talepleri doğrultusunda politikalar üretmek sadece iktidar partisine yarar ve siyasi determinizm de böyle olmasını gerektirir. On yılı aşkın bir süredir tek başına iktidarda bulunan, sosyal politikalar konusunda sürekli arayış içinde olup, uygulama kabiliyetine sahip ve kadroları iktidarda tecrübe kazanmış bir siyasi hareketi taklit etmenin bir getirisi yakın gelecekte görünmemektedir. Bütün bunlara, vazgeçemediği kurultay çekişmeleri de eklenince, ana muhalefetten beklentiler zayıflamaktadır. İktidar partisinin gücü ve ana muhalefetin ve diğer muhalefetin toplamdaki güçsüzlüğü karşılıklı olarak dengesi bozuk bir demokrasi dönemine işaret etmektedir. ADİL YANSIZ |
|||||||||
|