Başbakana Çağrı - 20/03/2012 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Medyada yer aldı ama kimi ne kadar etkiledi bilinmez, son zamanların en büyük trajedilerinden biri Adana’da yaşandı, bir anne, yoksulluk ve kimsesizlik
nedeniyle, evini ve çocuklarını ısıtacak odun bulamadığı için, çocuklarının yanındaki odada intihar etti.. İki çocuğundan 6 yaşında olanın eline saç kurutma makinasını verdi ve 10 aylık kardeşini ve kendisini saç kurutma makinası ile ısıtmalarını söyledi, yan odaya geçti ve canına kıydı. Komşuları ,bu kadar mağdur durumda olduğunu bize göstermedi, bilseydik yardım ederdik dediler. Dayanma noktasını nasıl geçti, canından ve yavrularından vazgeçerken neler düşündü anlamak beşeri iradeyi aşan bir acıya tekabül eder. Kendisinin bakamadığı çocuklarına, muhtemelen kendisinden sonra bir bakan olur düşüncesiyle hayatına kıydı. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında gösterilen, küresel ve bölgesel krizden etkilenmeyen Türkiye genç bir anneye sahip çıkamadı.Başbakan'ın , bölgelerinizi dolaşın, yoksulları, kimsesizleri tespit edin, onlara gerekli yardımı yapın talimatına rağmen, Adana’nın içinde ,bu yoksulluğu ve çaresizliği kimse fark edemedi, herkes, kapı kapı dolaşıp yardım isteyemez. Yardım etmenin de bir adabı olmalıdır, Padişahların vakfiyesinde yazar, yardıma muhtaç olanlara yardım mutlaka gece vakti yapılacak, yardım malzemesi kapıya bırakılacak, yardımı yapan ve yardım yapılan birbirlerini görmeyecek ,bunun nedeni ,yardım alanın gururunu korumak ve toplum içinde, mağduriyetini bir sakınılmış, itina edilmiş edep dâhilinde telafi etmek gayretidir... İktidar sosyal yardım programlarına önem veriyor, doğrudan gelir desteği ve muhtaçların desteklenmesi programları yürüyor. Ama tarama konusunda eksiklikler olduğu anlaşılıyor. Çocuklarını ısıtamayan, muhtemelen doyurma imkânlarını da kaybeden Emine'nin kendi hayatını ortaya koyarak dikkati çekmek istediği gerçek gizli yoksulluktur, tuzu kuruların sesinin bütün sesleri bastırdığı günümüzde, Devlet, gururlu, sessiz çığlıkları duymak, aramak ve gereğini yapmak zorundadır. Alkışı, yağcılığı, mürailiği her kulak duyar, iktidar sahiplerine yakışan, sessizlerin sesini duymaktır. Emine, vicdanı olan herkesin cennete gideceğine şahitlik yapacağı bir annedir ve imanımıza göre şehit sayılmalıdır ve devlet çocuklarına sahip çıkmalıdır. Başbakan'ın güzel bir huyu var, ateş düşen ocakları arıyor , acılarına ortak oluyor. Emine’nin çocukları küçük, anlayacak durumda değiller,ama Başbakan onları himayelerine almalıdır, ona yakışan budur.... Enver Öztemur |
|||||||||
|