Siyasal temsil ve tarz-ı siyaset... - 02/07/2015 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Serbest seçimlerin geçerli olduğu demokrasilerde siyasal temsil ağırlıklı olarak parlamentolarda oluşur..Temsil hakkını kazananların temel görevi, içinden geldikleri partinin politik hedefleri ile ulusal çıkarları uyumlaştırmak ve sonuçta ulusal temsili öne çıkarmaktır. Türkiye siyaseti 2002 seçimlerinden bu yana bir hakim partinin kontrolün altında bulunmaktadır.. parlamenter temsil bakımından, çoğunluk gurubu bütün sistemi domine etmekte ve yasama faaliyeti, hakim partinin mutlak yönetiminde, etkisiz bir muhalefet ile, fiilen bir parti hegemonyası altında işlev görmektedir. Hakim parti, mevcut anayasanın temel hükümleri ile ihtilaf halinde olup devlet (hükümet) şekli bakımından bir paradigma değişikliğini amaçlamaktadır.. Hakim partinin hiyerarşik yapısına uygun olarak, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve de TBMM başkanlığı aynı misyona göre nomine edilmiştir.
7 Haziran seçim sonuçları, ilk defa hakim parti düzeninin, TBMM ayağında bir değişiklik fırsatı ortaya çıkarmış olmasına rağmen, bu imkan MHP tarafından heba edilmiştir. TBMM'nin yıllardır süren ve her seviyede demokrasi tartışmalarına yol açan hakim parti yönetimini "parlamenter denge"ye getirme ve hukuksuz tasarruflardan hukuk içinde hesap sorma fırsatı tehlikeye düşmüş tür. Demokrasi'nin kurum ve kurallarıyla işler halde olması ulusal çıkar sorunudur. Hangi gerekçe ile olursa olsun, siyasal temsilin esas işlevi olan ulusal çıkarları kollama görevi, MHP tarafından, ihmal edilmiştir. Parlamenter demokrasinin niteliğine uygun bir siyasal temsil işlevi, ilkokul seviyesinde bir sınıf mümessili seçiminde olmayacak, geçersiz oy kullanma ciddiyetsizliği ile kadük hale getirilmiştir. Sonuç olarak, TBMM başkanlık seçimlerinde, MHP, parti hezeyanlarını, siyasal temsilin ruhunu teşkil eden ulusal çıkarın önüne koymuştur. Binnur Haybatlı |
|||||||||
|