Kılıçdaroğlu'na iyi saatte olsunlar mı gözüktü ? - 14/06/2012 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Kılıçdaroğlu,ortalık Uludere,kürtaj ve diğer konularla toz duman olmuşken ,birden bire sıcak gündemin dışına çıktı ve Başbakandan randevu talep ederek ""kürt sorunu"'nu çözelim dedi. İç siyasetin gündemi değişti,bu randevu ve sonuçları üzerine konuşuldu,başbakan da akabinde ,kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulması çalışmalarının yapıldığını açıkladı. Genel Başkan olduğundan bu yana özellikle Başbakanla sert polemikler üzerinden muhalefet yapmaya çalışan Kılıçdaroğlu,aklına nereden düştüğü pek anlaşılamayan sorun çözme hamlesinden sonra Başbakanın üslubuna da eleştiriler getirdi,daha yumuşak bir siyaset dili kullanılmasının yararlarından bahsetmeye başladı.Başbakan da her zaman yaptığı gibi,Kılıçdaroğlu'nun siyasetteki acemiliği üzerinden kendi üslubunda polemiği sürdürdü. , Kılıçdaroğlu aniden Başbakanla ve katılırlıarsa diğer partilerle artık bu sorun çözülsün derken gündemini tam olarak da açıklamadı,önce çözülmesi gerektiği konusunda fikir birliği oluşturmasını ve çözüm önerilerinin daha sonra konuşulmasını teklif etti Bahçeli konuşulmaya değer bulmadı ve neredeysa bu tarz hamlelerin vatan hainliğine eş değer olduğunu ima etti,BDP bermutat maksimalist hayalci söylemlerine devam etti.. Bu tablodan ortaya ne çıktı diye sorulursa, Başbakan,kürtçe seçmeli ders konusunu tartışmaya açtı,bunun hazırlayacağı vasatta yakında eğitim dili olrarak da gündeme geleceği anlaşılıyor.İktidar partisi, kürtçü siyasetin silahlı kanadı ile ilgili olarak ,Oslo sürecinde önemli bir riski zaten almıştı,Haburla devam eden süreç göz önüne alınırsa,artık her türlü çözüm önerisinin zeminin hazır olduğu bir gerçek,Beşir Atalay'ın sınır ötesi görüşmelerin devam ettiğini ihsas ettirmesi,Barzani'takımının Türkiye'ye sıklaşan ziyaretleri,Talabani'nin ,sürecin hızlandığını görüp rol çalma gayretleri v.s ,artık hızlandırılmış bir takvimin gündemde olduğunu gösteriyor. Bu konjonktürde her siyasi parti ve figür kendi rollerini oynuyor, iktidar partisi,bir taraftan güvenlik ağırlıklı soruşturma politikaları,diğer taraftan en radikal çözüm önerileri üzerinden karma bir sistemle sorunu aşmaya çalışırken,MHP kendi geleneğine uygun pozisyonunu muhafaza etme konusunda direniyor,BDP ise, siyasi bağımsızlığı olmadığı için,gelişmelere göre ,alacağı talimatlara uyacağı görüntüsü veriyor.
İktidar ve kendini hizmet olarak adlandırılan camia arasındaki son zamanlarda gelişme istidatı gösteren dehşet dengesi de denklemin bir diğer etkileyeni... Bu hengamede ,CHP yönetiminin siyaseti ,bu denklemin neresine oturuyor ,ne fonksiyon ifa ediyor ve Cumhuriyet'in kurucu partisi olarak kendi geleneği ile ne ölçüde örtüşüyor veya ,çözüm adına kotarılan soroz tip siyasetlerde istepne olmak ne kadar doğru ,zaman gösterecek...Tamamen ithal olduğu anlaşılan bu politikalarla figürasyon desteği vermek,yeni siyasi kazanımlar bir tarafa, evdeki bulgurda da olma tehlikesi taşıyor.... Gülbin Tuzcu.. |
|||||||||
|