Siyasette kadın eli.. - 03/03/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Tansu Çiller'in ardından siyasette üst seviyede iki kadın politikacı öne çıkıyor.
Uzunca sayılabilecek siyasal geçmişi ve bakan seviyesinde parlamento tecrübesi ile Meral Akşener ve Selin Sayek Böke. Meral Akşener, "dövüşerek" siyasetini savunma geleneğinden gelen, 12 Eylül döneminde bedel ödeyen, düşünce dünyasına hakim "üç tarz-ı siyaset"in, iki sütunu üzerinden yol almaya çalışan, Mhp'nin genel başkanlık yarışında yol almaya çalışıyor. İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemde, koltuğunu bırakmayan bir bürokratın odasını "basmasıyla" hatırlanıyor, teşkilatlar, kendisini, biraz da bu özelliğine atıfta bulunarak "topuklu efe" sloganları ile karşılıyorlar. "Topuk" ve "efe" metaforlarının, MHP gibi bir partinin genel Başkan adayının şahsında imtizaç etmesi, tabanın da meseleye sıcak yaklaştığının işareti. Selin Sayek Böke, eylemli bir siyaset geçmişine sahip değil, akademik kişiliği de nazara alınarak, politikaya davet edilmiş gözüküyor. Cumhuriyet'in kurucu ideolojsi ile "güncel istikamet" tercihleri arasında dümen tutmaya çalışan, ana muhalefet partisinin sözcülüğü gibi zor bir işi üstlenmiş durumda... Kişisel performansı hakkında kamu oyu ile direkt temas sürecininde, zamana ihtiyacı var. Bir tv programında uzunca sayılacak bir sürede, parti politikalarını savunma imkanı buldu. Türkçeyi güzel kullanarak, tutarlı cümleler ile, muhtevalı ve inandırıcı bir profil sergiledi. İktidar mensupları karşısında abartılı tolerans gösteren, muhalefet ile temaslarında bıyık altı bir istihzayı öne çıkaran sorgulamalara, -hafif kahkahalar eşliğinde-, cevaplarında zaaf göstermedi. Toplumsal yarılmışlığı giderek arttıran siyaset retoriğinde, kadın sesinin etkinliği, "yumuşamaya" hizmet eder. "Kadın eli ", siyasete, salt fotoğraf olarak değil, etkin manada değmelidir ve bu nedenle de özel bir dikkati hak etmektedir. Mediha Saygılı |
|||||||||
|