15 Temmuz darbe kalkışmasında sahaya sürülen Askeri Lise öğrencileri, darbecilikten sorgulanıyorlar.. Muhtemelen, komutanlık karargahlarındaki tuhaf karmaşa , ağır ihmal ve belki de "işbirliklerinin" mağduru olacaklar.. aynı durum, emir komuta içinde harekete zorlanan, rutbesiz askerler için de geçerli..
Benzeri bir durum, 22 Şubat ve 21 Mayıs tarihlerinde, dönemin Kara Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir'in başlattığı kalkışmada da yaşandı, Harp Okulu öğrencileri, komutanlarının emrine uymanın bedelini tutuklanma ve ordu ile ilişkilerinin kesilmesi ile ödediler..
1963 ve 1964 devrelerinin tamamı ,sivil hayata dönmek zorunda kaldı ve çoğunluğu, üniversite eğitimlerini tamamlayarak hayatta başarılı oldular..
Yıllar sonra (37 yıl...) itibarları iade edildi ve kendilerine rutbe bölümünde "Harbiyeli" yazan kimlikler verildi..
Askeri öğrencilikte ilk öğretilenin kuralın emir komuta zincirine tereddütsüz uymak olduğu bilinir..
Askeri eğitimilerinin başlangıçlarında olan askeri lise öğrencilerinden, kendilerine verilen emri tartışmaların,ı beklemek "askeri gerçeklik"le bağdaşmaz.... 15 Temmuz akşamı da, askeri lise öğrencilerinin, şuursuz ,"komutan kılıklı"ların emirlerine riayet ettikleri ortaya çıktı, ...
Komuta kademesinin darmadağın olduğu, , ferasetini, insiyatifini kaybettiği bir durumda, henüz rüşt yaşını ikmal etmiş/etmemiş., lise öğrencilerinden sağ duyu beklenemez....
aynı durum , rutbesiz , ve de eğitimsiz askerler için de bahis konusudur..
Yüzlerce generalin , darbe kalkışmasında ne konumda olduğu belirlenemezken, "aşağıdakiler"'i darbecilikle suçlayıp mahkum etmek, öncelikle, demokrasi ile "dalga" geçmektir...

Halim Arat