Demokrasi kutlamaları devam ederken, devletin bütün kurumlarıyla mefluç olma riski ile karşı karşıya oklduğu gerçeği, gün be gün, ortaya çıkıyor..
Ziyaretler, geçmiş olsunlar, köprülere ,yollara isim vermeler v.d işlerin yanında, gerçek bir hasar raporu'nun kamuoyu önüne konulması gerekiyor..Darbenin eşiğinden, milletin feraseti sayesinde dönüldüğüne göre,kurumlardaki işgalin, istilanın boyutlarını bilinmesi, bundan sonraki kamuoyu desteği bakımından da önemlidir.. Millet sadece sandıkta hakem olmakla kalmamalı, "devlet bu hale nasıl geldi nasıl kurtarılacak" sorunun çözümünde de "gözlemci" olarak bulunmalıdır..
Devletin yeniden inşaası zorunluluğu gibi büyük bir alt üst oluştan bahsediliyor.. Her zor zamanda olduğu gibi, eleştirilerden sıyrılmak için," gün siyaset yapma günü değildir" aforizmasına sığınanlar, siyasi sorumluluk hakkında hiçbir ima dahi serdedtmeden, tam ve koşulsuz destek talep ediyorlar.
Cumhuriyet'in bekası hatırına ,geleceğe bırakılacak konular vardır, ama, önce, muktedirlerin, devleti yönetenlerin güven arttırıcı davranışlar içinde olması gerekimektedir....Hem ihmalkar hem de nobran tavırlar, bugünün gerçeğinde, dost kuvvet muamelesi yapılan bir çatenin tasallutunda , devletin bütün kurumlarının zaafa uğramasına neden olmuştur..
Kurumları çürümüş, nerdeyse, sadece, milletin kanını dökerek savunduğu demokrasimiz, dış tehlikelerin olduğu kadar,iç çatışmaların tehditi altındadır..
Çözüm ve devleti tahkim etmenin tek yolu hukuk düzeninde "dayanışma" içinde olmaktır..
Cumhuriyeti,devleti , yeniden inşa ve ihya etmek, herhangi bir siyasete ihale edilemez,, süreciinin olmazsa olmazı; "toplumsal uzlaşmadır"..

Haldun Tarakçı