Yargı üzerinde dış vesayet! - 11/10/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Avrupa Yargı Kurulları ağında (ENCJ) de gözlemci statüsünde bulunan Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu , 15 temmuz sonrası görevden alınan çok sayıdaki hakim ve savcılar hakkında yeterli gerekçe gösterememesi nedeniyle eleştiriliyor.
Darbe kalkışması sonrası gündeme gelen kitle halinde yargı mensubu ihracı, "yargı bağımsızlığı" konusunda Türkiye'nin durumunu tartışmaya açtı. Teknik olarak, yasama ve yürütme karşısında yargının bağımsız olması, hukuk devleti olmanın temel ve vazgeçilmez şartı. Yargıya dönük tasarrufların gözetimini ve denetimini yapan kurum olan, Avrupa yargı kurum ve kurulları yapısı içinde, AB aday ülkesi olarak Türkiye'yi temsilen HSYK'nin sahip olduğu gözlemci statüsü askıya alınabilir. OHAL kararnamelerinin verdiği sınırsız yetkiye dayalı olarak, HSYK'nin yargı mensuplarını orakla biçer gibi biçmesi'nin, gerekçe bakımından, yeterli özenden yoksun bulunuyor.. Avrupa yargıçlar birliği Başkanlığı da aynı endişeleri ve eleştirileri dillendirirken, bir adım öteye gidiyor, anılan tasarruflarının , uluslararası bir komisyon tarafından denetim altına alınmasını talep ediyor. 15 Temmuz sonrası, AİHS m.15 uyarınca, bazı yükümlülüklerin askıya alındığı Avrupa Konseyine bildirilmiş olmasına rağmen, ulusüstü kurumlar denetimlerini sürdürüyorlar. Sözleşmesel hak ve özgürlükleri koruma yükümlülükleri, ancak, "geçici, kısıtlı ve denetimli" olarak askıya alınabiliyor, "layüsel" uygulamalar, sözleşme ihlali olarak değerlendirilme tehlikesi taşıyor... Yargı kurulları çatı örgütü de, uygulamaları bu kriterlere riayet edilmediği iddiaları ile eleştiriyor, ve HSYK'nun gözlemci statüsünü askıya alma müeyyidesine işaret ediyor. OHAL uygulamaları ve AİHS arasındaki "hak temelli "makasın kapatılması zorunluluğu var. Kurthan Karabıçak |
|||||||||
|