Son günlerde bir dolar düşmanlığı zuhur etti ki, ortalık toz duman. Kurumlar, kuruluşlar, spor klüpleri mevduat hesaplarındaki dövizlere vebalı muamelesi yapıyorlar, ellerinde avuçlarında zulalarında ne kadar döviz varsa, TL'ye dönüyorlar, neredeyse, dekontları, göğüslerine asıp öyle dolaşacaklar.

Neden bu güne kadar dövizde pozisyon tuttuklarını soran eden yok, bu ülkenin parası TL ise; neden herşeyiniz döviz ile? Eğer döviz hesabı ekonomik bir zorunluluktan kaynaklanan meşru bir tedbir ise; şimdi neden çıplak elle saç sobaya dokunan çocuk gibi dolar külliyatınızdan ricat ediyorsunuz? Düne kadar güvenmediğiniz memleket parası ile bu ani aşk nasıl doğdu? İlk görüşte aşk değil son görüşte hidayete erme olabilir mi?

Dolar, dünya şartlarında yeni bir denge fiyatı arıyor; bunun böyle olacağı çok uzun zamandır biliniyor, bekleniyordu.
Devlet de diğerleri de olabilecekleri hesap etmeden, mukaveleleri, bol keseden sanki, -TCMB döviz basıyormuş gibi-, döviz ile yaptı ve garantiler verdi...

Müdebbir tacir, basiretli iş adamı, devletin ekonomik yönetiminde özen... Bu kavramları ara ki bulasın... Herkes, 'reis'in ağzına bakıyor. Başbakan'ın Rusya gezisinde, "gezi kontenjanları" ellerinde Ruble ile propaganda yapıyorlar. Reis,"bozdur" dedi bozduruyorlar... "Uyan baba"'ya henüz gelmediler, bu kafa ile daha gidecek çok yolları var. Ayrıca hakkını yememek lazım, iyi ki de, "reis" var; bunlara kalsa TL büsbütün perişandı...




Burhan Boz