Türkiye siyasetinde, belirli bir kesimin anayasalarla hep sorunları oldu..
1961 Anayasası , egemenliği parçaladığı, kurumsal denge ve murakebenin, yürütmenin elini zayıflattığı ,,,
1982 Anayasası, darbeciler tarafından hazırlandığı ve -1961 anayasına karşı ileri sürülen hemen aynı eleştirilerle- sistemi işlemez hale getirdiği v.s gibi.. şablon nedenlerle tartışıldılar..
1961 Anayasası bir Kurucu Meclis tarafından hazırlandı.İki parçalı meclis, ihtilali yapanlar ,"milli birlik komitesi "ve TBMM yetkilerine sahip olan Temsilciler Meclisinden oluşturuldu..
Temsilciler meclisinin üyelerinin,, bir kısmı seçimle, bir kısmı siyasi partililerden( DP hariç), bir kısmı da,sivil toplum, yargı, akademi dünyası,basın , barolar temsilcilerinden oluşturuldu..
Temsilciler meclisi içinde, anayasa komitesi teşekkül ettirildi ( 6 ocak 1961 ile 27 Mayıs 1961 tarihleri arasında çalıştı) ve anayasa taslağı hazırlandı, halk oyuna sunuldu, %60.4 kabul oyu ile yürürlük kazandı..
1982 Anayasası,darbecilerin,(MGK) üyelerini tayin ettiği Danışma Meclisinde,, Anayasa Hukukçusu prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı Başkanlığında kurulan anayasa Komisyonu tarafından hazırlandı ve halk oyuna sunularak, %91.37 evet oyu ile kabul edildi....
Anayasa Komisyonu 23 Kasım 1981 ile 17 Temmuz 1982 tarihleri arasında çalışarak anayasa tasarısını hazırladı, taslak, 23 Eylül 1982 tarihinde Danışma meclisi tarafından kabul edildi.....
Her iki anayasa da, darbeler sonrası gündeme getirilmiş olmalarına rağmen," olabildiğince katılım" sağlanarak hazırlandı ve halk oylamalarında, "tartışılması zor" oranlarda kabul gördü....
Yeni anayasa değişiklikleri," anayasal bir sistem değişikliği" getirmesine rağmen, dar bir çevrede , sadece iki part üyesi parlamenterlerin katılımı ile hazırlandı..........
Anayasanın omurgasını -dar bir çevre tarafından - değiştirme teşebbüsündeki bu düzenlemelerin, hiç olmazsa referandum sürecinde," hakkıyla tartışılması" zorunluluğu bulunmaktadır..





Bahadır Kervancı