Terör örgütü vatan evlatlarını kolayca pusuya düşürüyor , bazen, mayın tuzaklarıyla bazen de ,son olayda olduğu gibi ,roketatar ile vuruyor,yakıyor...
Sıcak çatışma bölgelerinde asker sevkiyatınnda neden bu kadar kayıp veriliyor, 1993 yılında da aynı güzergahta ,silahsız asker sevkiyatında otuz küsur mehmetçik şehit oldu, 20 yıldır ,bu konuda neden bir tedbir geliştirilemiyor, Bu kayıpların vebali kimin üstünde, kim hesap verecek,Şehitlik yüce bir makamdır, herkese nasip olmaz,ama ,şehitlermizin sayısını arttırmak gibi bir hedef te olamaz..Hergün ,pusularda ,çarpışmadan onlarca askerimizin hayatlarını kaybetmesi, askerlerimizi şehadet mertebesine ulaştırır ama ,bu kayıplar,ne Devlete ne de TSK'ne iftihar edilebilecek herhangi bir ünvan vermez.. Tam tersine , sorumluluk yükler ,vebal yükler,hesap verme zorunluluğu yükler... Hesap vermeyen bir yönetim demokratik bir yönetim olamaz.Son bir ayda 51 asker kaybedildi, 5 tabur askerin alana yayıldığı bir çatışmada asker sevkiyatında bu kadar kayıp vermek izaha muhtaç bir durumdur.. Dağlık alanda , gayr-ı nizami çatışmalarda kayıp oranlarınn yüksek olmasını da artık kolayca izah edemeyiz, yaklaşık 30 yıldır bu çatışmalar sürdürülüyor, uygun mücadele teknikleri geliştirmek ,üygulamak ve en az kayıpla devam etme zorunluluğu vardır.. Mazeretlerin tükendiği noktadayız...

Hayal Uğurlu..