Kılıçdaroğlu , ,,Anayasa değişikliği kanunundaki sakıncalardan bahsederken,, Cumhurbaşkanı ile Başbakan farklı partilerden olursa, sorun çıkar değerlendirmesi yapınca, "evet" tarafı, yeni sistemde başbakanlık olmadığını ileri sürerek, ağır eleştirilerde bulunmaya başladılar,, Kılıçdaroğlunun dersini çalışmadığını ileri sürüyorlar ve, neredeyse kampanyayı bu tema üzerinden yürütüyorlar..
Hangi nedenle olursa olsun, "Başbakan" statüsünü,, Anayasa değişiklikleri ile irtibatlandırmak, bir önemli yanlışlık olarak değerlendirilebilir, siyasi jargonda, gaf-ı kebir nitelemesi yapmak da, referandum hararetinde normaldir..
İktidar ve diğer evetçilerin , bu, "sürçmeye" abanması da hoş karşılanabilir..
Cumhurbaşkanı, yaptığı değerlendirmede , Anayasa değişikliklerinde, meclisi "fesih" yetkisi olmadığını, hayırcıların bu argümanının "yalan "olduğunu iddia ediyor, hatta iddiasını ,uç noktaya taşıdı, aksi varit ise , "istifa ederim ve aday olmam" dedi..
Cumhurbaşkanı'nın fesih yetkisi olduğunu iddia eden, anayasa hukukçularının sayısı çok ve akademik kaliteleri de tartışılmıyor..
Değişiklik teklifi, mecliste görüşülürken,,ilgili düzenlemenin "fesih". yetkisi başlığı altında tartışıldığı, meclis kayıtlarında bulunuyor..
Anayasa Hukuku ilkeleri bakımından,genel kabul, yürürlükteki Anayasada, 116. madde ile cumhurbaşkanına tanınan, "seçimlerin yenilenmesine karar verebilir" hükmü, " 'nün bir "fesih" yetkisi olduğu..
Bu maddeye dayanarak, 7 Haziran seçimleri sonrası, bir hükümet kurulamaması nedeniyle, Cumhurbaşkanı, "yenileme/fesih yetkisi kullanarak, 1 Kasım seçimlerine giden süreçi başlattı..
Cumhurbaşkanının , "istifa ederim , aday olmam" restinin, anayasal alt yapısı zayıf gözüküyor..
Kılıçdaroğlu'nun sözleri, gaf-ı kebir ise, cumhurbaşkanının resti de , gaf-ı kibir, gibi duruyor..

Hümeyra Göllü