Demokrasi ve anayasalar arasındaki ilişki , özellikle Türkiyede sorunlu bir alana tekabül eder....
Cumhuriyet pratiği ile , özellikle din ağırlıklı siyaset ve tam mecrasını bulamamamış, liberal görünümlü unsurlar arasında,- demokrasi üzerinden ve anayasa araçsallaştırılırak- süregelen uyumsuzluk, 16 Nisanda , önemli bir testten geçecektir..
Anayasa değişiklik talebinin,, , demokratik bir çoğunlukçuluğa dayanıyor gibi görünse de, Akp ve Mhp arasındaki bir iktidar bölüşümüne yönelik tasarlandığı ortadadır..
Muhalefet tarafından sıkıştırılan Mhp üst yönetiminin,, anayasa üzerinden, devletin ana aksını değiştirme hamlesinin yolunu açmasının, saf anayasa kaygısı ile herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır..
İktidar ise, yıllardır kullandığı mutlak iktidar gücüne rağmen, özellikle dış politikadaki içine düştüğü çıkmazlardan bir yol bulma umudunu, referandum sonuçlarına bağlamış görünmektedir..
Basit bir iktidar mücadelesinde, Anayasayı bir İngiliz anahtarı gibi kullanmanın, anayasa literatüründe karşılığı, Anayasa kavramını ve normlar hiyerarşisini ifsad ve iğfal etmektir..
Anayasa üzerindeki tahribatın esas sonucu, Hukuk Devletinin tedavülden ,fiilen kalkmasıdır ki, telafisi zor sonuçlara yol açacacatır..

Berrin Kanatsız