e- muhtırayı yazarken, Büyükanıt sarhoşmuydu ?.. - 08/11/2012 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Darbeleri Araştırma Komisyonu adıyla faaliyet gösteren ve bu gidişle , Türkiyede dinlenmedik kişi bırakmayacak olan komisyon , eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıtı dinlemiş. Yaşara Büyükanıt denince ,siyasi magazinde akla gelen şey, Genelkurmay internet sitesine yazdığı "tuhaf" bildiri/muhtıra karışımı yazıdan ziyade , Başbakanla ,Dolmabahçe sarayında yaptığı gizemli görüşme... bu görüşme , ciddi dedikodulara neden oldu , Başbakan ve Genelkurmay başkanı görüşmeyi mezara kadar bir sır olarak saklayacalarını açıkladılar. Bir başbakan ve Genelkurmay başkanı hangi "sırrı " mezara kadar saklar , ayrı bir tartışma konusu.. Büyükanıt , bir adım daha ileri giderek sorulara ,Başbakanlşa arasındaki sırrı ( mezardan öte ) mahşere kadar saklayacağını söylemiş. Bütün silah arkadaşları , Silivride mıntıka temizliği yaparken ve her nasılsa, "muhtıra vermiş " gibi görünmesine rağmen , kendisi , amiyane tabiri ile sıyırdı, görünüşüne bakılırsa, emeklilik bayağı yaramış, semirmiş gibi gözüküyor, kilo almış, devre arkadaşları , hala karavanaya talim ederken , anlaşılan alakart düzenden besleniyor.. Genelkurmay sitesine koyduğu o dahiyene yazı için, " muhtıra değil" 'di , şahidim de Başbakandır demiş... Başbakanı şahit gösterince , işler karışıyor, kötü niyetliler, başbakanın bu tuhaflıktan haberi varmıydı diye düşünebilr. Başbakanın siyasi kültürü gereği , muhtıracılara allerjisi ortada iken ,bu sözler ne manaya geliyor... , Büyükanıt , Başbakanı bu işlere karıştırmakla yanlış yapıyor, Her ne amaç ile yaptıysa yapmış olsun,kendisini ve daha önemlisi silahlı kuvvetleri içine düşürdüğü bu çapsız durumdan kurtarmak için yapacağı en doğru savunma ; " sarı leblebi ile iki kadeh rakı içtim , kafam güzel oldu , pişmanım ", olmalıdır.
Necmiye Kocamaz |
|||||||||
|