Referandum oylamasında nerdeyse çarşafa dolanan yeni anayasal sistemin ipuçları ortaya çıkmaya başladı..
Ysk, Referandumu sağlıklı bir biçimde yönetemediği iddiaları altında ..
Haklarının zayi olduğunu iddia eden bireyler, partiler, sonuçlara itiraz ediyorlar..
YSK'nun kararlarının yanlı olduğuna inanlar
Anayasa Mahkemesine ve arkasından da, AİHM'ne başvurmaya hazırlanıyorlar..
Buraya kadar normal, ama , Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı, sonuçların kesinleştiğini iddia ediyorlar ve başka yargı yollarına başvurunun mümkün olmadığı konusunda ahkam kesiyorlar..
Etkili yargı yoluna başvuru hakkı, temel haklar arasında, BM insan Hakları evrensel Bildirisi m. 8 ile,; hak ihlaline uğradığını düşünen herkesin , etkili yargı yoluna başvurabileceği hususunu düzenlendi ve bu hak, diğer insan hakları sözleşmelerinde de, temel bir hak olarak yer alıyor..
Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanının , Anayasa Mahkemesinin görev ve yetki bakımından iş sahasını sınırlamaya yönelik beyanları, hem Anayasa hem de Ceza kanunu bakımından, yargı mercilerini etkileme suçunu oluşturuyor ...
Yeni cumhurbaşkanlığı sistemi bu ise , "yandı gülüm keten helva", !!
Hak ihlaline uğradığını düşünenler, yargı yolu bakımından, Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı ile istişare ederek, muvaffakatname almak zorunda kalacaklar..!!!
2010 Referandumu ile, yettikleri kadar, yargıyı her türlü norm ölçüsü dışında, alnı sahte seccadelere değenlere teslim edenler, anlaşıldığı kadarı ile yeni düzende de, kendi seçtikleri yol dışında "yargıya insiyatif alanı bırakmayacaklar..
Demokrasiden elimizde iyi, kötü bir sandık kalmıştı, son referandumda, sandık da şüpheli hale geldi..
Yargı ayağını da, Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanının hukuk "yorumları" ile, idare edeceğiz artık..!!



Nazlı Çiçekçi