Abdülkadir Selvi
10.04.2012
E-Posta
Kolay kapanacak bir yara değil bu.
27 Mayıs Menderes'i astığından bu yana, bir gün gelecek darbelerden hesap soracağız inancıyla yaşadık.
27 Mayıs'tan sonra millet AP'yi bunun için tek başına iktidar yaptı.
6 Kasım seçimlerinden 1 gün önce Kenan Evren, Turgut Özal'a oy vermeyin dediği için millet, 12 Eylül'e ders vermek için Özal'ı seçti, Konsey'in partisi MDP ise seçimden hüsranla çıktı.
Süleyman Demirel'in adını anmak yasaktı. "Bir bilen" denilirdi. DYP'liler meydanlarda, "Gözlerimin içine bak ne dediğimi anlarsın" diye şifreli mesaj verirdi. Yıldırım Avcı, Köyceğiz'de, "Kıratın böğründen çıkarak geldik" dediği için Mamak'ta Sıkıyönetim Mahkemesi'nde ifadeye çağrılmış, Demirel'in partisi olma iddiasıyla DYP hakkında kapatma davası açılmıştı.
Demirel'i yasaklı olduğu Güniz Sokak'taki dört duvar arasından çıkarıp önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı yapan ise bu milletin demokrasiye olan inancıydı.
Millet böylece darbenin rövanşını almış, 12 Eylül'le hesaplaşmasını yapmıştı.
Sıra Demirel'deydi.
27 Mayıs'tan ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=31888&y=AbdulkadirSelvi
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.